Mesajı Okuyun
Old 06-06-2007, 19:10   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Merhaba

Sözleşmeye dayanırsanız sebepsiz zenginleşmeye dayanamazsınız. Sebepsiz zenginleşmeye dayanırsanız, sözleşmeye dayanamazsınız.Çünkü sözleşmeye dayanırsanız artık bir sebebiniz vardır. Sebebininiz sözleşmedir.

Buna doktrinde hakların yarışması ya da yarışamaması denmektedir.İleri sürülen bazı istisnalar dışında sebepsiz zenginleşmeye dayanan taleplerle sözleşmeye dayana talepler yarışmaz.Çünkü sözleşmeden doğan taleplerin varlığı aynı konuda sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesine engel olur.(Oğuzman-Borçlar Hukuku.shf.708)

Olayınıza gelirsek, çeşitli sebeplerden demişsiniz ama ne olduğunu açıklamamışınız. işte bu sebepler önemli. Hataen fazla yapılan ödemeler, genellikle sebepsiz zenginleşmeye neden olur ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilir, diye düşünüyorum.


Örnek:

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/3835

K. 2002/6857

T. 7.6.2002

• FAZLA ÖDENEN KİRANIN İSTİRDADI TALEBİ ( Borçlu Olmadığı Şeyi İhtiyarı İle Veren Kimse Hataen Kendisini Borçlu Olduğunu Zannederek Verdiğini İspat Etmedikçe Onu Geri İsteyemeyeceği )

• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( Fazla Ödenen Kira Parasının Geri Ödenmesi Talebi - Hataen Ödeme Yaptığını İspat Ettiği Taktirde İsteyebileceği )

• BORÇLU OLUNMYAN ŞEYİN İSTİRDADI TALEBİ ( Hataen Kendisini Borçlu Olduğunu Zannederek Verdiğini İspat Etmedikçe Onu İstirdat Edemeyeceği )



ÖZET : Davacı kiracı, 4531 sayılı yasada kira artışının 2000 yılı için %25, 2002 yılı için % 1O olarak belirlendiğinden bahisle fazla ödediği paranın iadesini dava etmiştir.
BK. 62/1'inci maddesi "borçlu olmadığı şeyi ihtiyarı ile veren kimse hataen kendisini borçlu olduğunu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onuistirdat edemez" hükmü getirmiştir. Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz. 4531 sayılı yasa çıktıktan yaklaşık 9 ay sonra davacı dava açarak yasayı bilmeden ödeme yaptığı beyanı nazara alınmaz. Kaldı ki davacı hataen ödeme yaptığını iddia ve ispat edememiştir. Bu sebeple mahkemenin fazla ödenen paranın iadesine ilişkin kararının bozulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki uyarlama davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. Ö. A. Geldi, davalı taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıya ait işyerinde 1.3.1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, sözleşmede kira artış oranının %70 öngörüldüğünü, ancak 4531 Sayılı Yasada kira artışının 2000 yılı için %25, 2002 yılı için % 1O olarak belirlendiğini ileri sürerek fazla ödediği 3.465.000.000 TL'nin tahsiline, ödenecek kira bedelinin ise aylık 1.375.000.000 TL olduğunun belirlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 2000 yılı kira dönemine ait aylık kiranın 4531 sayılı kanuna göre 1.375.000.000 TL. olarak belirlenmesine. fazla ödenen 3.465.000.000 TL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 1.3.2000 tarihinde başlayan kira döneminde 16.2.2000 tarihine çıkan ve yürürlüğe giren yasaya göre %25 artış yaparak aylık 1.375.000.000 TL ödemesi gerekirken sözleşmede kararlaştırılan %70 oranında artış yaparak bulunduğundan 7 aylık fazla ödeme tutarı olan 3.461 TL'nin tahsilini ve aylık kira bedelinin 1.375.001 olarak belirlenmesini istemiştir. BK. 62/1 maddesi "Borçlu olmadığı şeyi ihtiyarı ile veren kimse hataen kendisinin borçlu olduğunu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez" hükmü getirmiştir. Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz. 4531 sayılı yasa çıktıktan yaklaşık 9 ay sonra davacı dava açarak yasayı bilmeden ödeme yaptığı beyanı nazara alınmaz. Kaldı ki davacı hataen ödeme yaptığını iddia ve ispat da edememiştir. Öyleyse mahkemece bu yönler gözönüne alınarak davanın kısmen kabulü ile aylık kira bedelinin 2000 yılı için 1.375.000.000 TL olduğunun tesbiti ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 250.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 7.6.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.