Mesajı Okuyun
Old 10-04-2008, 16:32   #16
Themis99

 
Varsayılan

Hakikaten konu oldukça ilginç. Ve bence kendi içinde bir takım çelişkileri var.Yada ben konuyla ilgili çelişkili düşüncelere sahibim. Şöyle ki ;
Yukarıdada belirtildiği üzere gebelik tüm sonuçlarını kadın bedeni üzerinde gösterir. İstenmeyen bir gebelik geçiren bir bayanın daha sonra bebek doğduğunda,bebeğe gereken yakınlığı gösteremeyebileceği düşüncesine bir nebze olsun katılıyorum (yada daha doğru bir ifade ile;anne doğumun hemen ardından bebeği kabullenmekte zorlanabilir,buda bir takım sakıncalara yol açabilir.)Bu tespitle birlikte, yasal ve uluslarası mevzuatta düşünüldüğünde evlilik içinde dahi olsa istenmeyen bir gebelik yaşayan kadının tek başına vereceği bir karar ile gebeliğe son vermesi hem eşitlik ilkesi açısından hem de kişinin vücut bütünlüğü üzerinde ki hakları bakımından doğru...Doğru olduğu düşünülebilir.

Evlilik dışı gebeliklerde ise hiç bir suretle(ne doğum kararında nede kürtaj kararında) erkeğin rızası aranmamalı.Bu konuda herhangi bir karşı duruş yok .
Ancak evlilik içi gebeliklerde duruma birde tersten bakmak gerekir.Kadına vücudu ve bu arada ortak ürün olduğu kabul edilen cenin üzerinde tek başına tasarrufta bulunma hakkı verildiğinde erkeğin hakları ne olacaktır. ?
Sayın Habibe hanımın aktardığı üzere Nüfus Planması Hakkında ki kanunun
Alıntı:
''5 inci maddenin birinci fıkralarında belirtilen ve rızaları aranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon veya rahim tahliyesi için eşin de rızası gerekir.''
şeklinde ki hükmün yürürlükte mevzuata uygun olarak değiştirilmesi gerekebilir.Ancak tamamen erkeğin rızasının kaldırılması haksız bir uygulama olacaktır.
Medeni Kanun madde 185
Alıntı:
'' Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
Eşler bu birliğin mutluluğunu elbirliyle sağlamak ve çocukların bakımına eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
Eşler birlikte yaşamak,birine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadır. ''
hükmünü havi bulunmaktadır.
Evlilik birliği içerisinde ki bir gebelikte ;yalnızca kadının rıza ve isteğinin aranması erkek yönünden haksız bir duruma yol açabilir. Evlilikte amacın aynı zamanda çocuk sahibi olmak ve neslin devamını sağlamak olduğu Yargıtay kararları ile birlikte toplumda kabul görmüş bir görüştür.
Erkeğin de baba olmaya , babalık duygusunu tadmaya hakkı vardır.
Cenin hukuki durumu da tartışılmalıdır.
Alıntı:
Alıntı:
Saim
Ve yine Medeni Kanunumuzun kişiler hukukuna dair hükümleri muvacehesinde Cenin, ancak "sağ ve tam" doğum neticesinde hukuki kişilik kazanıyorsa... Ana rahmindeki ceninin kürtaj nedeniyle "tam ve sağ" doğmaması halinde, ceninin hukuki bir kişilik değil de belki (üzülerek ifade ediyorum) bir "şey=emval=mal" olarak telakki edilebileceğini,

Evlilik birliğinin amacı ile birlikte, gebeliğin tek taraflı bir eylem/ işlem olmaması birlikte düşünüldüğünde eşin rızasının yada en azından görüşünün aranması daha hakkaniyetliymiş gibi gelmekte.
Alıntı:
Alıntı:
Av.Habibe Yılmaz Kayar
1. Ürün ortak olduğuna göre, her iki tarafın da ürün üzerinde eşit hakları olmak gerekir;
çünkü biri olmadan diğeri yalnız başına bu ürünü ortaya çıkartamaz. Bu açıdan bakıldığında,
kadının isteği, erkeğin de onayı olmadan istemli düşük yapılamaz.

Yukarıda da ifade ettiğim üzere eşten hiç olmazsa görüş istenmeli.
Anlatımım oldukça karışık ve çelişkili oldu. Umarım yanlış anlaşılmam. Saygılar.