Mesajı Okuyun
Old 20-06-2007, 13:05   #127
NİLGÜN SEYMEN

 
Karar İlaç mümessilleri ile doktorların meşki ve muayene saatleri...

Göz doktorundayım,

günler öncesinden zor bela ulaşılan BURSA DEVLET HASTAHANESİNİN 0 224 227777 numaralı o sürekli meşgul sinyali vererek insanı delirten, tek hatlı telefon numarasından sıra almanın sonsuz rehaveti ile,

sabahın erken saatlerinde dolmuş otobüs diyerek buralara kadar yolumuz düşmüş, kolay değildir taa Şible'den Çekirgelere...

Ardından sıra beklemişiz ayakta sıkış tepiş, hah tam sıra bize gelmiş, işte o ilaç firmalarının takım elbiseli büyülteç dereceli gözlükleri ile ciddi duruşlu mafyavari adımlı üyesi çat kapı dalıverdi içeri...

Ben tam da derdimi anlatmak üzereydim:

-Efendim kitap okuyamıyorum şu son günlerde sayfalar bulanık olmaya başladı da!

Espritüel hemşire hanım, başını o koca kayıt defterinden kaldırarak saçlarını arkaya savurak beni şak diyerekten yanıtladı:

Siz de okumayınız efendim, bakınız biz okuyabiliyor muyuz?

İşiniz mi yok, bakın rahatınıza...

Hadi bakalım. Çık işin içinden, biz doktorla muhatabız karşımıza çıkana da bakın.

Ha bu arada doktorumuz da kiminle yakınen alakalı?

Malum ilaç mümessili ile sıkı diyaloglar içinde, hoş sohbet, laf lafı kovalamış,

ne zaman davetiyeni alacağız,

ne zaman şampanyaları patlatacağız, ardından yakma başını, bekarlık sultanlıktır muhabbetleri,

elinde kendisine uzatılan fiat listesini incelerken sanki mali müşavir edalarında, ilaçlar ve teknik ayrıntılar konusunda uzun uzadıya deliksiz bir sohbetin en orta yerindeyim.

İMDAT YA!

Yok mu beni bu ilgisizlikten kurtaracak,

beni oturttuğu koltukta gözüme taktığı bu ağır tarama cihazının arkasında ,

son derece sahipsiz ve korumasız hissettim kendimi.

Buymuş demek ki HALKTAN BİRİSİ OLMAK DİYE iç geçirdim o an.

Neden sonra doktorla göz göze gelebilmek için, olmayan ısmarlama öksürüğümün sesini son desibel yankılattım ufacık odada.

-Öhö öhööööööööö!

Doktor, bana doğru bakarak, elini uzattı yanındaki genç adama ve ilaç mümessilini, müşterisi/pardon hastası olduğunu anımsayarak,

uğurladı ve benim ihtiyacım olan gözlük derecesini karneme yazarak özür dileme gereği bile duymadan,

karneyi hışımla uzattı.


Benden sonraki hastanın adı okundu;

Sıradaki hasta,

hadi bekletmeyelim doktor beyi çabuk olunuz lütfen!

Bekleyen hasta olunca iş kıyak tabi nasılsa ses çıkmıyor biz zavallılardan değil mi?


Bu ne ilk olacaktı ne de son.


Hastahanelerin satın alma koordinasyonlarının işi olması gereken bu ayrıntıların hastaların gözünün içine sokula sokula zamanlardan çalına çalına yapılmaya kalkışılması da STANDART EŞKİYASI ülkemde oluyor,maalesef.

maalesef.


Sevgiler.

Nilgün Çakıcı