Mesajı Okuyun
Old 14-06-2007, 19:12   #121
NİLGÜN SEYMEN

 
İnceleme Beynin içindeki mapusluğa çare yoktur.

Koşullar bazen bir mengene gibi tüm çıkış yllarını kapatır, bir mağaranın, kaya ile kapatılmış en karanlığında gibi hissederiz iç dünyamızda kendimizi.

Tek bir alternatif yoktur umuttan yana, maddi manevi tüm kapılarda paslı bir kilit, anahtarımız da yoktur üstelik.

Bir zamanlar tek bir selam ile gülümsediğimiz yüzler, düşman kesilirler, en ummadığımız zaman ve tavırla tüm dayanma noktalarınızı sonuna kadar kırarlar.

Üstelik bu eylemdeyken olabildiğince özel bir keyif vardır simalarında.

İşte sizin çıkmazlarınızı daha da derinleştiren, dost eli uzattığınızda giyotinle kesen, tüm iyiniyet hislerinizi

yok eden bu insanlar, aslında beyinlerinde yarattıkları demir parmaklıklardadırlar.

Sizi de kendi kısıldıkları mapusluğa çekmek için olanca hızı ile çalışırlar.

Ne sizden yardım alarak çıkmayı başarırlar o karanlıklardan,

ne sizinle mutluluğu yakalamaya çalışırlar.

Ne zaman yardım niyeti ile yaklaşsanız, yüzünüze tokat gibi bir nefret çarparlar.

Buz kesersiniz, kahredersiniz.


VE SESSZİCE UNUTUP GİDERSİNİZ.

Yapılabilecek hiç ama hiçbirşey yoktur artık.

Beynin içindeki mapushaneyi yıkmak çok zordur hatta, imkansızdır.



Çünkü infazı kendi içindedir, ne kadar sürer, bilinemez,

HÜRRİYETLERİ de mapuslukları kadar kendi beyinlerinde gizlidir.

Mutlu olmadıkları için edemezler,

sürekli bir esaret, evde yolda sokakta,

ışığı renkleri şiddetle reddeden,

agresif hallerdedirler.

Ne kadar iyi niyetle yaklaşırsanız yaklaşın,

her adımınızda itilirsiniz.


BEYNİN İÇİNDEKİ MAPUSLUĞA,
ASLA,
ASLA,
ASLA ,
ÇARE YOKTUR.