Mesajı Okuyun
Old 03-03-2011, 20:39   #13
tiryakim

 
Varsayılan

Kira Sözleşmesi noter onaylı ise İcra hukuk Mahkemesinde
Kira Sözleşmesi noter onaylı değilse Sulh Hukuk Mahkemesin de dava açacağız.Peki bununla örtüşen birebir içtihat varmı acaba ? Birde Kıymetli meskeltaşım bununla ilgili hiç bir yerde makale konu bulamadım.

Bir tane içtihat buldum o içtihatta seçimlik haktan bahsediyor.

Alıntı:

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/9479
Karar: 2005/10955
Karar Tarihi: 29.11.2005
TAHL
İYE DAVASI - TEMERRÜT - HACİZ VE TAHLİYE İSTEKLİ İCRA TAKİBİ - İHTAR MÜDDETİ - SEÇİMLİK HAK

ÖZET : Davac
ı alacaklı icra takibi yaparak davalı borçluya karşı ödenmemiş kira bedellerinin ödenmesi ve tahliyesine ilişkin talepte bulunmuştur. Bunun üzerine düzenlenen ihtarlı ödeme emrinin tebliğini müteakip takibin itiraz edilmediğinden bahisle kesinleştiği göz önüne alındığında yasal sürelere uymak koşuluyla davacı isterse İcra Mahkemesine başvurarak tahliye isteyebileceği gibi isterse de genel hükümlere dayanarak Sulh Mahkemesinde dava açabilir.Bu davacının seçimlik hakkıdır.Davacının Sulh Mahkemesine başvurması halinde ihtarlı ödeme emri Borçlar Kanununun 260. maddesinde yazılı ihtar yerine geçer.

(2004 S. K. m. 269/a-b4) (818 S. K. m. 260)
Dava: Mahalli mahkemesinden verilmi
ş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece icra Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 1.8.2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davalının kira bedellerini ödemediğinden hakkında icra takibi yapıldığını ve takibin kesinleştiğini, yasal otuz günlük süre içerisinde ödemede bulunmayan davalının temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı duruşmaya gelmemiş, herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 1.8.2003 başlangıç tarihli ve iki yıl sürelidir. Davacı bu sözleşmeye dayanarak davalı hakkında yaptığı haciz ve tahliye istekli icra takibinde Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz 2004 ayları kiralarının süresinde ödenmemesi ve sözleşme hükmüne göre muaccel olan aylar kirasının tahsilini istemiş, Örnek 51 ödeme emri davalıya 31.7.2004 tarihinde tebliğ edilmiş, itiraz edilmediğinden takip kesinleşmiş, yasal otuz günlük ödeme süresi içerisinde borcun ödenmediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı İİK'nın 269/a maddesine göre ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içerisinde İcra Mahkemesinden tahliyeye karar verilmesini isteyebileceği gibi Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası da açabilir. Zira İİK'nın 269/b-4 maddesinde alacaklının umumi hükümler dairesinde dava açmaya mecbur kalması halinde ihtarlı ödeme emrinin BK'nın 260. maddesinde yazılı ihtar yerine geçeceği ifade edilmiştir. Bu seçimlik hakkının kullanılması davacıya aittir. Bu durumda davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından açılan davaya bakılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın görev sebebiyle reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.11.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.