Mesajı Okuyun
Old 03-10-2007, 12:50   #7
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

KADINLARDAN ERDOĞAN'A 'RUANDA OL' TEPKİSİ
Başbakan'ın üslubu yanlış
"Ruanda'da bile var" diyerek kadın kotası istediği Başbakan'dan "Buyur Ruanda ol" yanıtını alan KADER Başkanı Hülya Gülbahar, "Erdoğan'ın beni birisine benzettiğini düşünüyorum. Yoksa ilk tanıştığı insanla senli benli konuşmaması gerek" dedi


Gülay Fırat - İstanbul

Siyasette kadın sayısının artması isteyerek, "Ruanda'da bile kota var" diyen Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KADER) Başkanı Hülya Gülbahar'a, "Sen Ruanda mı olmak istiyorsun? Buyur Ruanda ol" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a kadın örgütlerinden tepki geldi. Kadın örgütleri temsilcileri, Erdoğan'ın üslubunu çok yanlış bulduklarını belirtirken, Gülbahar da Erdoğan'ın "nezaket konusunda bilgilenme eksiği" olduğunu söyledi.
Kadınların örgütlü olarak anayasa hazırlama sürecine katılması amacıyla, 86'dan fazla kadın örgütünün katılımıyla "Anayasa Kadın Platformu" oluşturuldu. Platformun tanıtımı için Taksim Hill Otel'de dün düzenlenen toplantıda konuşan KADER Başkanı Hülya Gülbahar, Erdoğan'la TBMM resepsiyonunda yaşadığı Ruanda polemiğiyle ilgili olarak açıklamalarda bulundu.


'Birine benzetti sanırım'
Türkiye'de kadın erkek eşitliği konusunda senelerdir birçok kadın platformunda çalıştığını anlatan Gülbahar, "Sayın Erdoğan'la daha önce hiç tanışmadım, beni birisine benzettiğini düşünüyorum. Yoksa 'senli benli' konuşmazdı. Çünkü bildiğim kadarıyla nezaket kurallarında, insanların tanışmadığı insanlarla daha 'merhaba' deyip senli benli konuşmaması gerekiyor. Bu konuda da bir bilgilenme açığı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Bir ülkede anayasa değişikliği yapılacaksa bunun herkesi ilgilendirdiğini kaydeden Gülbahar, "Birbirimizi severiz sevmeyiz, ayrı ama biz bu anayasayı birlikte yapmak zorundayız. Sayın Başbakan'la görüşmeye, taleplerimizi sunmaya ve bilgilendirmeye devam edeceğiz" dedi.
Gülbahar, Erdoğan'ın, 'Kâğıt üstünde eşitlik mi, fiili eşitlik mi?' konusunda bir bilgilenme eksikliği olduğunu söyledi.


Başbakan'ın genelgesi var
Başbakan'ın 2006 Temmuz'unda 'kadına yönelik şiddet ve namus cinayetlerinin önlenmesi'yle ilgili olarak son derece kapsamlı bir 'Başbakanlık genelgesi' çıkardığını hatırlatan Gülbahar, şöyle konuştu: "Bu genelgenin altında Sayın Erdoğan'ın imzası var. Açık ve net şekilde 'devlet kadın ve erkek eşitliğinin giderilmesi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için pozitif ayrımcılık uygular' diyor. Genelge çıkalı birkaç ay oldu, Başbakan'ın imzası kurumadı henüz. Demek ki bu konuda Başbakan'ı bilgilendirmemiz gerekiyor. Biz hazırlayacağımız dosyaya bu genelgeyi de koyarız."
Gülbahar'ın "Başbakan'a Ruanda'nın da bir ülke olduğunu belki ayrıca anlatmak gerekiyor" sözleri ise salonda alkış aldı.

Kadın örgütü temsilcileri ne dedi


Umarım kimseyi Ruanda'ya göndermez
Nazan Moroğlu (İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü): Okuyunca şoke oldum. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ülkemizin onayladığı uluslararası sözleşmeleri ve çıkarılan genelgeleri yeniden gözden geçirirse, umarım kimseyi Ruanda'ya göndermez. Sanıyorum en doğru yol, partilerin tüzüklerinde cinsiyet kotasına yer vermeleri. Böylece kadınlar, kadın-erkek eşitliğini benimseyen partilere oy verme tercihlerini rahatlıkta kullanabileceklerdir.


Sadece Başbakan böyle düşünmüyor
Melek Özman (Filmmor Kadın Kooperatifi Gönüllüsü): Bir ayrımcılık var ve bunun için kota gerekli dediğimiz noktada, 'kadınlar mal mı ki kota koyalım' diyorlar. Ben sadece Başbakan'ın böyle düşündüğünü sanmıyorum, ama sadece Başbakan fikrini böyle fütursuzca söylüyor.


Kota istemiyorum deme hakları yok
Nebahat Akkoç (Kadın Merkezi Başkanı): Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi CEDAW'ın dördüncü maddesi kadına yönelik kota uygulamasını içeriyor ve Türkiye altına imza attı. Başbakan'ın ya da başka kimsenin 'kota istemiyorum' deme hakkı kalmadı. Kadın-erkek meselesinde ayrımcılığa karşı olanlar, 'Kadınlar kendileri başarsın gelsin' diyor. Kadınların katılımlarını sağlayabilmek için ne kadar çok barikat olduğunu görmek gerek. Ama kotaya örnek vermek için akla gelebilecek en kötü yer bence Ruanda. Bütün Avrupa ülkeleri kotaya başvurmuşlardır, onlar kadının siyasetteki başarısını böyle sağladılar.


Ruanda'yı bu ilerici adımı için alkışlamalıyız
Birten Gökyay (Üniversiteli Kadınlar Derneği Başkanı): Ruanda'yı küçümsememesi gerekli. Kadınların arka planda kaldığını fark edip yüzde 50 hak vermeyi başarmışlar. Bu sözleri çok yadırgadık. Kesinlikle eşit bir yerden başlayacaksak, kotayı istiyoruz, yarışa böyle başlamak istiyoruz. Ruanda'yı alkışlamak lazım, geri bir toplum olarak bu kadar ileri bir adım attıkları için.


Görevlerini unutmuş görünüyor
İpek Çalışlar (Gazeteci - Yazar): Bu bizim beklediğimiz cevap değil, kendisinin de vermek istediği bir cevap değil. Herhalde yanlışlıkla ağzından çıkmıştır diye düşünüyorum. Kadın-erkek eşitliğini düzenlemekle bugün devlet görevli. O da bu ülkenin başbakanı yani bu konuda görevlerini unutmuş gözüküyor. Türkiye'de kadın-erkek eşitsizliği artık hepimizin canını acıtıyor.


Başbakan nasıl eşitliktir açıklasın
İpek İlkkaracan (Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği Başkanı): Başbakan 'Kadın-erkek Türkiye'de eşittir' diyor. BM istatistiklerine göre, 2006'da 119 ülke arasında Türkiye kadının işgücüne katılım bakımından 109'ncu sırada. Başbakan, 'nasıl bir eşitliktir'i açıklasın istiyoruz.


Başbakan konuşmasa daha iyi ederdi
Necla Arat (CHP İstanbul Milletvekili): Başbakan kotanın ne olduğu konusunda hiç bilgi sahibi değil, o konuda konuşmasa daha iyi ederdi diye düşünüyorum. İsveç'te, Norveç'te kota yıllarca uygulandı ve eşitlik sağlanınca erkekler için kota uygulaması söz konusu oldu. "Ruanda'ya gidin", "Bizim kadın kollarımız bu konuda sizlerden daha samimi" şeklindeki konuşmasını da hiç onaylamıyorum.

Dünyanın en yüksek kadın milletvekili kotası


DIŞ HABERLER
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) Başkanı Hülya Gülbahar'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a önceki gün, kadın kotası uygulanması konusunda örnek olarak gösterdiği Orta Afrika ülkesi Ruanda'daki yasalara göre, meclisteki milletvekillerinin ve senato üyelerinin en az yüzde 30'u kadınlardan oluşmak zorunda.
İsveç'le birlikte geçen yıl, kadın milletvekili oranının dünyada en yüksek olduğu meclise sahip olan Ruanda'da 80 sandalyeli parlamentonun yüzde 49'u, 26 üyeli Senato'nun ise yüzde 34.6'sı kadınlardan meydana geliyor.


Kültürü hızla değiştirdi
Siyasi uzmanlar, "geleneksel olarak kocalarına ve çocuklarına bakmakla yükümlü olan ve toplumsal hayatta çok fazla görünmeleri ayıp sayılan" Ruandalı kadınlara verilen kotanın, Ruanda toplumunu ve kültürünü hızla değiştirmeye başladığına dikkat çekiyor.
Ruanda'da kadınların Meclis'teki temsil oranlarının artması ile birlikte son yıllarda, kadınları ve çocukları korumaya yönelik çok sayıda yasa çıkarıldığını vurgulayan uzmanlar, kadınların toplumsal hayatta daha fazla rol almasının şiddet olaylarının bile azalmasına neden olduğunu kaydediyorlar.
Okuma-yazma oranları da son yıllarda hızla yükselen Ruandalı kadınların, siyasette ve toplumsal hayatta ön plana çıkmasının büyük ölçüde, 1994'te 800 bin kişinin ölümüne ve erkeklerin toplam nüfustaki oranının yüzde 30'a kadar düşmesine neden olan soykırıma bağlı olduğu belirtiliyor.

http://www.milliyet.com.tr/2007/10/0...t/axsiy02.html