Mesajı Okuyun
Old 01-11-2018, 21:06   #16
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.) Yukarıda (2) numaradaki yazımızda belirttiğimiz gibi "16.05.1956 T. 1/6 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı uygulanır.Tapu maliki, el koyan kurum aleyhine kal suretiyle müdahalenin önlenmesi davası açabileceği gibi, eylemli duruma razı olup, bedel talep edebilir. " Burada davacının terditli dava açma hakkı değil, tercih hakkı söz konusudur. Davacı isterse müd.önl.davası açabileceği gibi isterse eylemli duruma razı olarak bedel talep edebilir. Her iki talep asıl talep niteliğinde olup her ikisinin de dayandığı vakıalar ve hukuki sebepler aynıdır. Davacı zorunlu olarak taleplerden birisini tercih etmelidir.Taleplerden birisinin reddi halinde diğerinin de aynı sebeple ret edileceği açıktır.Esasen dava terditli açılsa dahi hakim hangisini tercih edeceğini sorarak davayı İçt.Brk.K.na uygun hele getirecektir.Bu nedenle dava terditli değil taleplerden birisi tercih edilerek açılmalıdır. Müdahalenin önlenmesi davasında kararın infazında güçlükler doğabileceğinden bence bedel davası tercih edilmelidir.

2.) Yine (2) numaradaki yazımızda ifade edildiği gibi "Taşınmazın tamamının elektrik hattı geçmeden önceki değeri ile geçtikten sonraki değeri arasında oluşan fark irtifak bedelidir" Dolayısı ile irtifak hesaplanmasında taşınmazın tamamındaki değer düşüklüğü dikkate alınır.Bu konuda etraflı açıklama aşağıdaki kararda yer almıştır.

3.) Husumet konusunda,sözleşmedeki hükmün dikkate alınacağı aşağıdaki kararda belirtilmiştir.

T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/11863
K. 2016/10127
T. 27.6.2016


1-Davacılar vekili tarafından, el atma tarihi olarak 1990-2001 yılları olarak beyan edildiğine göre ve TEDAŞ ile AEDAŞ arasında imzalanmış olan ve dosyada mevcut 24.07.2006 tarihli sözleşmenin 7.4. maddesindeki "Dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu TEDAŞ'a aittir." şeklindeki düzenleme nedeniyle, el atma ve işletme hakkı devir sözleşmesinin tarihine göre sorumluluğun TEDAŞ' a ait olduğu düşünülmeden ve TEDAŞ davaya dahil edilip, taraf teşkilinin sağlanmasından sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan kamulaştırmasız el atmadan davalı AEDAŞ'ın sorumlu tutulması,

2-Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin son fıkrası hükmüne göre kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesisinde kamulaştırma bedeli, bu kamulaştırma nedeniyle taşınmazın tamamında oluşacak değer düşüklüğüdür. Başka bir deyişle taşınmazın kamulaştırma öncesindeki değeri ile irtifakın geçmesinden sonraki değeri arasındaki fark kamulaştırma bedelidir. Bu bedel taşınmazın büyüklüğüne, kullanma biçimine, arsa ya da tarım arazisi oluşuna, irtifakın niteliği ile geçtiği yer ve kapladığı alana göre yüzde olarak belirlenir ve irtifakın taşınmazda doğurduğu bu değer düşüklüğü oranına göre kamulaştırma bedeli bulunur. Ayrıca Yargıtay uygulamalarında üzerinde irtifak hakkı kurulmuş olan taşınmazda bu irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğünün en fazla ( taşınmazın cins ve niteliğine göre uygun kullanımını önemli ölçüde etkileyen özel bir durum yoksa ) irtifaktan etkilenen alanın mülkiyet değerinin arazide % 35'i, arsada ise % 50'si oranında olacağı kabul edilmektedir. Açıklanan bu esaslar gözönünde tutulduğunda irtifak kamulaştırmasından dolayı arsa olarak değerlendirilen dava konusu taşınmazda oluşacak değer düşüklüğü oranının en fazla %3,7 olması gerekirken %4,5 alınmak suretiyle değer belirleyen rapora göre hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.