Mesajı Okuyun
Old 02-08-2007, 22:40   #9
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Mutlaka vekile yapılır..

Yargıtay'ın herhangi bir çelişkisi yok.. Vekile tebligat yapılıp da vekil gelmez ve vekalet de sunmazsa o zaman yokluğunda dava görülmez ve asile tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanır diyor..
T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/2041
Karar: 2004/5550
Karar Tarihi: 02.11.2004
ÖZET : Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Bir kimsenin umumi vekil olması müvekkilin talimatı olmadan bütün davaları takip etme zorunluluğunu ona yüklemez. İcra takibine maruz kalan borçlu vekil marifetiyle takibe itiraz etmiş olsa dahi, itiraz üzerine duran icra takibine devam için alacaklının açtığı itirazın iptali davası bakımından borçlunun itiraz aşamasında tayin ettiği avukatın itirazın iptali davası için de yetkili olup olmadığı davanın açıldığı sırada belli olmadığından, itirazın iptali davası dilekçesinin vekile değil asile tebliği gerekir. Somut olayda dava dosyasına vekaletname ibraz etmeyen, itirazın iptali davasını takip konusunda yetkilendirildiği belli olmayan, icra dosyasına itiraz dilekçesi veren avukata yapılan tebligatla taraf teşkili usulen sağlanmamıştır. Kabul şekline göre de; itiraz dilekçesinde akdi ilişki inkar edilmiş ve yazılı delil de sunulmamıştır. Dava dilekçesinde vs. delil denilmek suretiyle yemin deliline de dayanıldığı halde davacıya yemin hakkı hatırlatılıp sonucuna göre akdi ilişkinin varlığı konusunda karar verilmesi yerine dinlenen tanık beyanları ile akdi ilişkinin varlığının kabul edilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
(818 S. K. m. 355, 364) (2004 S. K. m. 67) (7201 S. K. m. 11)
Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılmış itirazın iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Bir kimsenin umumi vekil olması müvekkilin talimatı olmadan bütün davaları takip etme zorunluluğunu ona yüklemez. İcra takibine maruz kalan borçlu vekil marifetiyle takibe itiraz etmiş olsa dahi, itiraz üzerine duran icra takibine devam için alacaklının açtığı itirazın iptali davası bakımından borçlunun itiraz aşamasında tayin ettiği avukatın itirazın iptali davası için de yetkili olup olmadığı davanın açıldığı sırada belli olmadığından, itirazın iptali davası dilekçesinin vekile değil asile tebliği gerekir. Somut olayda dava dosyasına vekaletname ibraz etmeyen, itirazın iptali davasını takip konusunda yetkilendirildiği belli olmayan, icra dosyasına itiraz dilekçesi veren avukata yapılan tebligatla taraf teşkili usulen sağlanmamıştır. Bu nedenle borçluya usulen tebligat yapılıp taraf teşkili sağlanmadan ve davalının savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Kabul şekline göre de; itiraz dilekçesinde akdi ilişki inkar edilmiş ve yazılı delil de sunulmamıştır. Dava dilekçesinde vs. delil denilmek suretiyle yemin deliline de dayanıldığı halde davacıya yemin hakkı hatırlatılıp sonucuna göre akdi ilişkinin varlığı konusunda karar verilmesi yerine HUMK.nun 288 ve 289. maddelerine aykırı olarak dinlenen tanık beyanları ile akdi ilişkinin varlığının kabul edilmesi doğru olmamıştır. Yine takipten önce temerrüt ihtarının varlığı kanıtlanmadığı halde işlemiş faize hükmedilmesi, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirip likit olmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 2.11.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************