Mesajı Okuyun
Old 10-03-2007, 20:12   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

İntihar Cinayet midir yoksa başka bir şey midir bu konuda karar içinde muhtelif görüşler mevcuttur.



Alıntı:
T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2000/2108
K. 2000/2975
T. 1.11.2000
• CEZANIN ASGARİ HADDİN ÜZERİNDE TAYİNİ GEREKLİLİĞİ ( Kendisini İntihardan Vazgeçirmeğe Uğraşan Maktuleyi Boğazını Keserek Öldüren Sanık )
• HAKSIZ TAHRİK OLUŞTURMAYAN HAKARETİMİZ SÖZLER ( Özel Şartlar - Sanığı İntihardan Caydırmaya Çalışan Maktule )
• İNTİHARDAN VAZGEÇİRMEYE UĞRAŞAN MAKTULEYİ BOĞAZINI KESEREK ÖLDÜRMEK ( Temel Cezanın Asgari Haddin Üzerinde Uygulanması Gereği )
• TEMEL CEZANIN ASGARİ HADDİN ÜZERİNDE UYGULANMASI GEREĞİ ( Kendisini İntihardan Vazgeçirmeğe Uğraşan Maktuleyi Boğazını Keserek Öldüren Sanık )
765/m.51, 29/son
ÖZET : 1. Sanığın intihardan caydırmaya çalışan maktulenin bu arada hakaretimiz sözler sarf etmesi, haksız tahrik oluşturmaz.

2. Evinde çalışan, sanığa ve ailesine maddi, manevi yardım ve hizmette bulunan ve kendisini intihardan vazgeçirmeğe uğraşan maktuleyi boğazını keserek öldüren sanık hakkında, temel cezanın asgari haddin üzerinde uygulanması gerekir.

DAVA : Si'i kasten öldürmekten sanık X'in yapılan yargılanması sonunda; Hükümlülüğüne ilişkin ( ANKARA ) DÖRDÜNCÜ Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 22.2.2000 gün ve 206/6 sayılı hüküm re'sen temyize tabi olmakla beraber Yagrıtayca incelenmesi sanık ve müdahiller tarafından da istenilmiş, sanık duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; sanık hakkında duruşmalı, müdahillerin temyizi veçhile incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR : Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdiri cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin temyiz layihasında ve duruşmalı inceleme sırasında; eksik incelemeye, sübuta, suç vasfına, vesaireye, müdahiller vekilinin; suç vasfına, takdiri hafifletici sebebin mevcut bulunmadığına ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

1- Sanığı intihar eyleminden vazgeçirmek amacıyla kendisine karşı duygusal bir yakınlık içinde olduğu sezinlenen maktüle tarafından sarfedildiği savunulan "intihar şerefsizliktir, bir erkeğe yakışmaz, eşini çocuklarını ve beni perişan edeceksin, bu ibneliktir, vs." şeklindeki sözlerinin o anki şartlara göre intihardan caydırmaya matuf olup sanık dahi Sulh Ceza Hakimliğinde bu sözlerin kendisini intihardan vazgeçirmek gayesine yönelik olduğunu, hakaret olarak kabul etmediğini ifade ettiği, esasen sevdiği bir kişiyi intihardan vazgeçirmeye uğraşan birinin ona "ibne, ******, pezevenk" gibi sözlerle hitape tmesinin hayatın olağan akışına uygun olmayıp inandırıcı bulunmadığı düşünülmeden, olayın cereyan şeklini safahatta değişik şekillerde anlatan ve bilinemeyen bir sebeple maktüleyi öldürdüğü anlaşılan sanığın tutarsız savunmalarına itibar edilerek haksız tahrik hükmünden yararlandırılması,

2- Evinde çalışan, sanığa ve ailesine maddi, manevi yardım ve hizmette bulunan ve kendisini intihardan vazgeçirmeye uğraşan maktüleyi boğazını keserek öldüren sanık hakkında TCK.nun 29/son maddesi uyarınca temel cezanın asgari haddin üzerinde tayininin adalet ve hakkaniyete uygun olacağının gözetilmemesi,

3- Kayden 19.. doğumlu olan sanığın doğum yılı 19.. olarak celbolunan sabıka kaydı ile yetinilerek hüküm tesisi,

4- Müdahiller yararına hükmolunan maktu vekalet ücretinin 115 milyon liradan az olamayacağının düşünülmemesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı ve müdahiller vekilinin sair temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle re'sen de temyize tabi bulunan hükmün kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi ( BOZULMASINA ), bozmanın 3. ve 4. bendlerinde oybirliği, 1. ve 2. bentlerinde Üye Cengiz Erdoğan'ın karşı oyu ile ve oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE:

Sanık X. görgü tanığı bulunmayan olaydan kısa bir süre sonra sıcağı sıcağına avukat huzuruyla poliste verdiği 5.9.1998 tarihli savunmasında ( ... Benim kafamdaki düşünce fırsatını bulup intihar edecektim bunun için evin içerisindeki doğalgaz deliklerini tıkadım ve intihar için kendime zemin hazırladım... Ben bu arada evde bulunan biralardan üç adet içtim alkol alıp daha sakin olmaya çalıştım... S. evin içerisinde dolaşırken benim tıkadığım doğalgaz borularını görmüş... Tamamen çılgın gibi olmuştu... Mutfak kısmına geçtim ve burada bulunan fare zehirini aldım ucunu açtım içmek isterken birden S. tekrar yanıma geldi ve sen ne yapıyorsun diye bağırdı. Ben bu zehir kutusunu bıraktım bu esnada S. mutfaktan eline geçirdiği bıçak ile bak ben kendimi bu bıçak ile öldürürüm, sen şerefsiz adamın birisisin sen pezevenk ve ibnesin sen karını ve beni orosbu yapmak mı istiyorsun bu dünyada erkeksiz yaşanır mı şerefsiz adam" diye bağırdı ve çıldırmış gibi idi ve bu elinde bulunan testereli büyük ekmek bıçağı ile kendi odasına doğru kaçtı bende peşinden koştum, S.'nin bu sözlerinden iyice tahrik olmuştum peşinden S'nin odasına gittim kafam tamamen dönmüştü S.'nin odasına geldim S. odasında elinde bıçak ile duruyordu S.'nin bu tahrik edici sözleri ile S.'nin üzerine yürüdüm ver o bıçağı söylediğin sözleri de unutacağım dedim... S.'nin elinden bıçağı aldım... o anki tahrik ile S.'nin elinden aldığım bıçak ile S.'nin boğazına doğru bıçağı savurduğumu hatırlıyorum amacım onu öldürmek değildi birden S. kanlar içerisinde yatakta kaldı... Benim aslında S.'yi öldürmek gibi bir niyetim yoktu. S. bana çok ağır konuşmuş ve beni küfürleri ile tahrik etmişti... ) şeklindeki ifadesi tesbit edilmiştir.

İntihar fikrinde kararlı olduğu bu savunmasından anlaşılan bunalım halindeki içkili sanığın; olay anında maktüle S.'den gelen, aralarındaki S., saygı ve minnet borcu ile bağlılık sınırlarını aşan aşağılayıcı söz ve davranışları, sayın çoğunluğun görüşleri doğrultusunda iyimser bir şekilde değerlendirip irdeleyebilecek konumda olmaması nedeniyle bu hakaretimiz söz ve davranışların tahrikine kapılıp öldürme fiilini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.

Böylece toplanan delilleri tahlil ederek, oluşa uygun şekilde tayin ve takdireden yerel mahkemenin sanık hakkındaki temel cezanın tayininde ve tahrik uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığı düşüncesiyle, sayın çoğunluğun sanığın haksız tahrik hükmünden yararlandırılmaması ve temel cezasının da asgari haddin üzerinde tayin ve takdir edilmesi yönündeki kabul ve düşüncelerine katılmıyorum.

Cengiz Erdoğan

Muhalif Üye