Mesajı Okuyun
Old 18-11-2009, 00:59   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba

1-Tıbbi bilgiler kişisel veri kapsamındadır ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde belirlenen güvenceler ile koruma altında olduğu gibi iç hukuktaki yasal düzenlemeler ile de korunması gereken özellikli veri kapsamındadır.

Tıbbi bilgilerin elektronik ortamda tutulması ile birlikte ,bu verilerin kaydedilmesi ve güvenliğinin sağlanmasında yeni bir döneme girilmiş olup,bu verilerin amacı dışında kullanılması ihtimalleri de artmış bulunmaktadır.

Bu noktada Türkiye'nin imzaladığı fakat uygun bulma kanunu ile yürürlüğe koymadığı Kişisel Nitelikteki Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Şahısların Korunmasına Dair Sözleşme" nin 6 maddesi dikkat çekicidir.

Madde 6

Ö z e 11 i k 1 i v e r i k a t e g o r i 1 e r i

İç hukukta uygun güvenceler sağlanmadıkça, ırk menşeini, politik düşünceleri, dini veya diğer inançları ortaya koyan kişisel nitelikteki verilerle sağlık veya cinsel yaşamla ilgili kişisel nitelikteki veriler ve ceza mahkumiyetleri, otomatik bilgi işlemine tâbi tutulamazlar

Türkiye'de sağlık sistemine giren herkes rızası alınmaksızın bu sisteme dahil olmaktadır.Bu bir yandan hastaya kolaylık sağlıyor gibi görünse de diğer yandan bu bilgilere başkalarınca ulaşılabilme olanağı da oluşturmaktadır.

Kısacası mevcut sistemin kendisinin uygun güvenceler sağlamaktan uzak olduğunu düşünüyorum.

2-Diğer yandan tıbbi bilgilerin gizliliğnin korunmasının da sınırları olabilir.Bu sınır her olaya göre yeniden değerlendirilmek ve hem dengeli/ölçülü olmak hem de amaca uygun olacak şekilde meşru olmak zorundadır.

Tıbbi bilginin gizliliğinin korunmasından yasal ve mesleki olarak sorumlu olan kişilerin sorumluluğu ,yasaca izin verilen haller ve ilgilinin rızası durumunda sona ermektedir.

Örneğin hastanın ,tanıklığa izin vermesi durumunda hekimin sır saklama sorumluluğu ortadan kalkmaktadır.

Bu yükümlülüğü ortadan kaldıran diğer bir durum da hakim kararıdır.Hakim kararına uyarak tıbbi bilgileri mahkeme ile paylaşan hekimin/sağlık kurumun bu davranısı,eylemi kanuna uygun hale getirmektedir.

Simdi asıl sorun kanuna uygun olanın hukuka da uygun olup olmayacağı sorunudur.

Uluslararası sözleşmelere taraf olan Türkiye tıbbi bilgilerin korunmasına ilişkin standartlar belirlemekle ve etkin güvence mekanizmaları oluşturmakla yükümlüdür.Buna aykırı yasal düzenleme veya yasanın kötü uygulaması niteliğindeki işleyişler sebebi ile zarar gören kişiler yasal yollara başvurma hakkına sahiptir.Hakimler tıbbi bilginin dosyaya istenmesi ve bu bilginin yargılama sırasında korunması onusunda yeteri kadar özenli olmak durumundadır.Halen mevcut düzenlemelerde duruşmaların gizliği olanaklı iken dosyaların /kararın tıbbi bilginin kamuya karşı gizliliğine ilişkin bir koruyucu mekanizma bulunmamaktadır.

Bu ve bezeri sebeplerden zarar gören kişinin başvurusu muhtemelen kanuna uygunluk !!! sebebi ile sonuç vermeyebilir.B
Bu durumda zarar gören kişinin A.İ.H.Mahkemesine başvurmasında hiç bir engel bulunmamaktadır.AİHS Madde 8 ile Özel hayatın korunması hakkının ihlal edildiğinin tespiti halinde Türkiye tazminata mahkum edilebilecektir.Bu tür tazminat kararları bu ilkelere aykırı davranan kişilere rücu sistemini de kaçınılmaz olarak beraberinde getirecektir.

İlgili düzenlemeler:
Alıntı:
AİHS:Madde 8
Özel hayatın ve aile hayatının korunması

1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir.

Biyotıp Sözleşmesi:
Madde 10 – Özel Yaşam ve Bilgi Edinme Hakkı

1 Herkes, kendi sağlığı hususundaki bilgilerle ilgili olarak, özel yaşamına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

AİHS Madde 17
Hakların kötüye kullanımının yasaklanması

Bu Sözleşme hükümlerinden hiçbiri, bir devlete, topluluğa veya kişiye, Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerin yok edilmesine veya burada öngörüldüğünden daha geniş ölçüde sınırlamalara uğratılmasına yönelik bir etkinliğe girişme ya da eylemde bulunma hakkını sağlar biçimde yorumlanamaz.


HS Madde 18
Hakların kısıtlanmasının sınırları

Bu Sözleşmenin hükümleri gereğince, sözü edilen hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamalar ancak öngörülen amaçlar için uygulanabilir.

Biyotıp Sözleşmesi:
Bölüm VIII – Sözleşme Hükümlerinin İhlali

Madde 23 – Hakların veya İlkelerin İhlali

Taraflar, bu Sözleşmede belirtilen hakların ve ilkelerin hukuka aykırı şekilde ihlalinin önlenmesi veya durdurulması için en kısa sürede uygun yargı koruması sağlayacaklardır.

Madde 24 – Kabul Edilemez Zararın Tazmini

Bir müdahale sonucunda, kabul edilemez bir zarara uğrayan kişinin, kanunda belirtilen koşullar ve usuller uyarınca, adil bir tazminat isteme hakkı vardır.

Madde 25 – Yaptırımlar

Taraflar, bu Sözleşmede yeralan hükümlerin ihlal edilmesi halinde gerekli yaptırımların uygulanmasını sağlayacaklardır.

Bölüm IX – Bu Sözleşme ve Diğer Yasal Hükümler Arasında İlişki

Madde 26 – Hakların Kullanılmasının Kısıtlanması

1 Bu Sözleşmede yeralan haklar ve koruyucu hükümlerin kullanılmasında, kamu güvenliği, suçun önlenmesi, kamu sağlığının korunması veya başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması için kanunda belirtilen ve demokratik bir toplumda gerekli olanlar dışında kısıtlama konulamaz.