Mesajı Okuyun
Old 17-06-2004, 23:21   #26
Gemici

 
Varsayılan

İstanbul Barosunun aldığı davaya müdahale kararını, Baronun töre cinayetlerine yaklaşımı yönünden takdir ediyorum. Bu tür cinayetlerin insan haklarına saygı duyan herkes tarafından kınanması ve herkesin bu cinayetlere karşı olduğunu imkanları ölçüsünde belirtmesi gerekir. Baronun müdahil olarak davaya katılacağını belirtmesi kamuoyunda olayın ciddiyetinin bir belirtisi olarak algılanır ve çağ dışı bir namus ve şeref anlayışının ürünü olan bu cinayetlerin başka boyutlarda tartışılmasına yol açabilir.

Bütün bunlara rağmen Bir Dost a hak vermek zorundayım. Kamu ve Devlet adına savcının açtığı bir ceza davası var. Bu durumda savcılık tek yetkili organ. Alman hukukunda dava açıldıktan sonra dava konusu olan suçtan zarar görenlerin, belirli durumlarda suçtan zarar görenin anne ve babasının, kardeşlerinin, eşinin ve çocuklarının müdahil olarak davaya katılabilme hakları var. Müdahalenin hangi suçlarda mümkün olduğuda kanunda ayrıca belirtilmiş.

Müdahalenin hangi suçlarda ve kimler tarafından olacağını belirten mevzuatta baroların veya diğer resmi ve özel kuruluş ve kişilerin müdahalesi belirtilmemiş. Kanundaki düzenleme sadece belirtilen kişilerle, yani suçtan zarar gören ve onun yakınları ile sınırlandırılmış.

Türk hukukunun bu konudaki düzenlemesini yeteri kadar bilmiyorum ama iki hukuk sistemi arasında bu konuda farklılıklar olabileceğinide zannetmiyorum.

Olayı bu açıdan değerlendirince de, gönül olmasını dilese bile, baronun müdahil olarak davaya katılmak istemesi hukuk açısından kabul edilemez bence.

Güldünyanın ailesinden birisinin davaya müdahil olarak katılmasının beklenemiyeceği de bir gerçek. Geriye Güldünyadan geriye kalan çocuk kalıyor. Bu çocuğun kanuni temsilcisi kim bilmiyorum. Çocuk adına müdahaleyi kabul edermi etmezmi, orasıda meçhul. Ama baronun veya herhangi bir avukatın olaya katkıda bulunabilmesinin tek yolu çocuk üzerinden geçiyor bence.

Saygılarımla