Mesajı Okuyun
Old 01-11-2007, 13:27   #6
Av.Ahmet DELİKANLI

 
Varsayılan Meslektaşlarıma kesinlikle katılıyorum

Burada rüşvet sucunu değil;irtikap sucunu sartları oluşmuştur.Sucun oluşum şartları aşgadıka gibi madde de açıklanmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza kanununun 250’nci maddesi “İRTİKAP” başlığını taşımaktadır. Buna göre İrtikap;

(1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Buna göre madde lafzından da sarih bir şekilde anlaşılacağı üzere İrtikap suçu görevin kötüye kullanılmasının özel bir şeklidir. Diğer bir ifade ile memuriyet sıfatı veya görevinin kötüye kullanılması suçun ana temelini oluşturur.


Tartışma konusu suçta maddeden de anlaşıldığı üzere memuriyet ve menfaat elde etme şarı aranmıştır.Bıçak parası altında alınan ücret de kişi bunu kendi rızasıyla vermektedir.Hatta buna uygun bir Yargıtay kararıda mevcutur..


Makalemizin birinci ve ikinci bölümlerinde İrtikap Suçunun Türk Ceza Kanunundaki yerine ve suçun oluşmasında aranılacak unsurlara etraflıca değinilmiştir. Bıçak Parasının İrtikap Suçu olduğu şüphe götürmeyecek kadar kesin olduğunu Yargıtay Kararları ile örneklemek suretiyle kesinlik arz etmektedir. Bu konu ile ilgili Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 13.12.2000 tarih ve 2000/8318 Esas No, 2000/8876 No’lu Kararında özetle; "Sosyal Sigortalar Kurumu Nevşehir Hastahanesinde kadın doğum uzmanı olan sanığın yapması gereken ameliyatları kendisine para verilmediği taktirde yapmayacağını söyleyip hasta yakınlarından çıkar sağlama eylemlerinin kanıtlanması durumunda irtikap suçunu oluşturabileceği ve kanıtların değerlendirilip suç niteliğini belirlemenin Ağır Ceza Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden yargılamaya devam edip hüküm kurulması yasaya aykırıdır. 2-Kabule göre de; TCY.nın 20. maddesi gözetilmeden ve gerekçesi belirtilmeden, feri cezanın alt sınırının belirlenmesi doğru değildir([1][5])" şeklinde hüküm vermiştir.
İYİ GÜNLER…