Mesajı Okuyun
Old 14-05-2009, 11:42   #55
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
Sayın Suat Abi;

Sizin mesajınızdan alıntı yaparak soruyorum ama, sorum sadece size değil. Ayrıca art niyetli bir soru da değil, öğrenmek için soruyorum.

Sayın Üyeler;

1- Muacceliyet şartı nedir? Ne işe yarar?
2- Hakkaniyetle bağlantısı nasıl kurulur?
3- Sözleşmede muacceliyet şartı varsa ve belirtilen sürede kira ödenmezse, bakiye kiralar kendiliğinden muaccel olur mu? Yoksa muaccel olabilmesi için kiralayanın ayrıca hukuki bir işlemine ihtiyaç var mıdır?

Saygılarımla,

Alıntı:
Ayrıca o karar da bu muaccileyet şartı denen şey nedir, ne işe yarar, açıklanmamış bu kararlarda da.

Suat abinin çalışması henüz tamamlanmadığından ben yazayım:

1. Muacceliyet, bilindiği üzere borcun vadesinin gelmesine işaret eder. Sözleşmede tayin edilen muacceliyet şartı, müeccel olan (vadesi henüz gelmemiş) alacakların, sözleşme serbestisi dairesinde talep edilebilir hale gelmesini sağlar. Bu itibarla bu şart, ne cezai şarttır ne de tazminattır. Sözleşmeden doğan/doğacak alacakların şartın tahakkuku halinde talep edilebilir hale gelmesidir. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, kiralayan; kira sözleşmesi feshedilmedikçe ve şart gerçekleştiğinde o döneme ait kira müddetinin kalan ayları için henüz günü gelmemiş kiralarını talep edebilecektir. Sayın Suat Ergin'in de belirttiği gibi 6570 sayılı kanunun geçerli olduğu taşınmaz kiraları bakımından akdin feshi beyanı tek başına akdin feshine ve tahliyeye yeterli olmamakta, mahkemenin kararına ihtiyaç duyulmaktadır. Bir görüşe göre de, akdin feshi beyanının ulaşması yeterlidir. Akdin feshi yönündeki mahkeme kararı kesinleşmedikçe akit geçerli bir akittir. Muacceliyet kavramı ile ilgili şu açıklamaların okunmasında yarar vardır.

Alıntı:
Yazan T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2003/11-68
K. 2003/136
T. 5.3.2003
Hemen belirtmekte yarar vardır ki ; bütün borçlar açısından olduğu gibi, para borçları bakımından da temerrüdün temel şartı borcun muaccel hale gelmiş bulunmasıdır. Borçlar Kanununun 74. maddesinin mehazına göre "ifa zamanı ne sözleşmeyle ne de borç ilişkisinin niteliği ile belirlenmiş bulunmadıkça, borç hemen ifa edilir ve ifası derhal talep olunabilir. Anılan madde çerçevesinde ifa zamanı bakımından kural, borcun herhangi bir vadeye bağlı bulunmaması ve doğumu anından itibaren muaccel olmasıdır. Borcun ifası için bir vade öngörülmüşse kural olarak bu vadenin gelmesi ile muacceliyet oluşacaktır. Borcun muaccel hale gelmesi borçlu temerrüdünün ana şartı ise de, tek başına temerrüdün varlığını kabule yeterli değildir. Borçlar Kanununun 101 maddesinin 1 fıkrasında "muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur." Denilmektedir. Öyleyse borçlunun temerrüdü için ihtarın kural olarak şart kılındığının kabulü gerekir. Genel olarak da ihtarın normal gerçekleşme tarzı, alacaklının sırf ödeme talebinden ibaret iradesini borçluya bildirmesidir. Alacaklı tarafından borçluya yöneltilen ihtar, onun ödemeyi talep ettiğini tereddüte yer bırakmayacak biçimde açık ve kesin bir şekilde ortaya koymalıdır. Uygulamada ihtar yerine geçen işlemler olarak dava açılması ya da icra takibi yapılması hallerinde de temerrüdün oluşacağı kabul edilmektedir ( Dr. Nami Barlas, Para Borçlarının İfasında Borçlunun Temerrüdü Açısından Düzenlenen Genel Sonuçlar İst. 1992 S. 27 Vd ).