Mesajı Okuyun
Old 14-01-2013, 13:22   #9
olgu

 
Varsayılan

Sn. İlhan 13

Bahsettiğiniz kararın uygulanabilmesi için, şirketin aldığı ürünü şirket faaliyeti kapsamında kullanmaması(demirbaş olarak kaydetmemesi, vergi inidiriminden faydalanabilmek için gider olarak göstermemesi) gerekkir.

Son yıllarda Yargıtay'ın bu görüşü değişti, uzun süre tüketici davaları ile ilgilendim, taciri tüketici olarak kabul eden sizin sunduğuuz karardan başka kararla rastlamasım.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/4558
K. 2005/10158
T. 15.6.2005
• SATIM SÖZLEŞMESİ ( Tarafların Tacir Olduğu Ve Her İki Tarafın Da Yasada Tanımlanan Şekilde Tüketici Olmamasına Göre Davaya Bakmaya Genel Mahkemeler Görevli Olduğu )
• ALACAK DAVASI ( Tarafların Tacir Olduğu Ve Her İki Tarafın Da Yasada Tanımlanan Şekilde Tüketici Olmamasına Göre Satım Akdinden Kaynaklanan Davanın Genel Mahkemelerde Görüleceği )
• TACİRLER ARASINDAKİ DAVA ( Her İki Tarafın Da Yasada Tanımlanan Şekilde Tüketici Olmamasına Göre Satım Akdinden Kaynaklanan Davanın Genel Mahkemelerde Görüleceği )
• GÖREVLİ MAHKEME ( Her İki Tarafın Da Yasada Tanımlanan Şekilde Tüketici Olmamasına Göre Satım Akdinden Kaynaklanan Davanın Genel Mahkemelerde Görüleceği )
4077/m.2,3,23
ÖZET : Tarafların tacir olduğu ve her iki tarafın da yasada tanımlanan şekilde tüketici olmadıkları ve uyuşmazlığın tacirler arasındaki satım akdinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil, Genel Mahkemeler görevlidir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan iki adet sivrisinek yakalama aleti satın aldığını, teslimden sonra malların vaad edilen özellikleri taşımadığı ve randıman vermediğini anlayınca satıcı olan davalıya iade ettiğini, ancak ödenen paranın iade edilmediğini ileri sürerek ödediği 2.888.065.944 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 2.888.065.944 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1 - 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar." hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar.

Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, "hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet" olarak tanımlanmıştır.

Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde, tarafların tacir olduğu ve her iki tarafında Yasada tanımlanan şekilde tüketici olmadıkları ve uyuşmazlığın tacirler arasındaki satım akdinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil, Genel Mahkemeler görevlidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.