Mesajı Okuyun
Old 10-04-2002, 19:01   #2
Av.M.Aydın Bilen

 
İnceleme

Sayın Dostum Tikici;

Öncelikle tartışmaya açtığınız konunun gerçekten enterasan olduğunu belirtmek isterim.Aşağıda açıkladığım düşüncelerimin de ayaküstü ve herhangi bir araştırmaya dayalı olmadığını özellikle vurgulama ihtiyacı hissetim.

1-BK.20.madde bahsettiğiniz olayda sözleşme oluşmasına engel teşkil etemez.Zira,genelevleri toplumsal hayatta ahlaka ve adaba aykırı kabul edilse bile açılması ve işletilmesi hükümet iznine tabidir.Ayrıca olayda hayat kadının da vesikası olduğu belirtilmiştir.Bu durumda sosyal açıdan ahlaka aykırı olsa bile hukuki açıdan ahlaka ve adaba aykırılığı kabul edemeyeceğiz.Dolayısıyla BK.20 olaya uygulanamaz.

Asıl zor olan kısım kanımca sözleşme var ise ne olduğudur?Ücretin alınması ile alınmaması arasında fark vardır.Özellikle de sözleşmenin hukuki niteliğini tayinde bu zorunludur.Ücret alınmış ise daha önce de belirttiğim üzere ayaküstü düşünerek bunun bir istisna (Eser) sözleşmesi olarak vasıflandırılması gerektiğini düşünüyorum.Zira eser sözleşmesinde; eserin somut bir şey olmasından daha zorunlu öğe ücrettir.Eser sözleşmesinde üretilen şeyin maddi bir şey olması gerekmez.

2-Genelev yöneticileri açısından adam çalıştıranın kusursuz sorumluluğundan hareketle tazminat sorumluluğu yüklenebilir.Ücretin alınıp alınmaması kanmıca burda da önem taşır.Çünkü ücret ile hukuki bir ilişkiye dayalı olarak kabul edilirse ayrı,ücretsiz ve duygusal ilişki (davacının iddiası) şeklinde düşünülür ise ayrı hükümler uygulanacaktır.BK.100-55.md.

Kontrolü yapan doktor açısından "doğacak çocuğu " hamile kadının rızası haricinde kürtaj yapamayacağı düşüncesiyle tazminattan sorumlu olmayacağını düşünüyorum.

İlk aklıma gelen değerlendirmelerim bu şekilde;fakat ilginç bir konu olduğunu tekrar belirtmek zorundayım.

Selam ve saygılarımla..

Av.M.Aydın Bilen