Mesajı Okuyun
Old 12-03-2007, 14:08   #6
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Haklıysan haklıyım haksızsan hakszım dersin olur biter

Sn.Snow,

Mesajınızda yer alan hikaye, tam da bunun böyle olmayacağını anlatıyor. Haklılık ve haksızlık her olayın kendi biricikliği ile değerlendirilmeli, demeye getiriliyor. Bazen olaylar "bu kadar basit" diyemeyeceğimiz kadar karmaşıklaşabiliyor. Bazen her iki taraf da gerçekten "mantıken" haklı ya da haksız olabiliyor.

Vicdan, mutlak haklıyı bulamazsa ne yapar? ( Sanırım Sn.Demirel de doğru tek midir, derken biraz da bunun altındakini vurguluyor. ) Vicdan, pürüzsüz bir haklı bulamazsa çok büyük ihtimalle haklıya en yakın olduğuna inandığını haklı sayar. Bunu dahi beceremezse, hikayenizdeki yargıç gibi, çözümsüzlüğü halının altına süpürüp olmamış gibi yapıp rahatlamaya çalışır.

Burada vicdan sözcüğünü özellikle bireysel vicdan olarak kullanıyorum, zira hukuk sitemlerinde yargıçların "ihkakı haktan imtina etme" lüksleri bulunmamaktadır. Hukuk sistemlerini çözümsüzlüğün nihai çözümü görmemizin sebebi de budur. Şeriatın ( kuralların) kestiği parmak acımaz inancının ya da ön kabulünün bireylerce kabul edilmesinin altındaki zorunluluk budur. Kötü de olsa sonuç, sonuçtur. Çözümsüzlük, kötü ama kabullenilmiş bir sonuçtan daha büyük bir bela sayıldığından çözüm, adaletsiz de olsa ( ki hikayenizde kime , ne şekilde hak verirsek verelim , adalet duygumuzun ciddi olarak zedeleneceği biraz şüphelidir.) rahatlatıcıdır.

İnsanlar, her zaman neyin adil olduğuna kolayca karar veremezler. Hele ki, alıştıklarının dışında bir konu varsa ve bu konu o günkü öğrenmelerine, bellemelerine tersse şaşakalırlar. Mesele, adalet duygusundan önce, alışkanlıklara ve ezberlere sığınmakta, sanırım. Bir konu çözümsüzse, ve bizim çözmemiz bekleniyorsa, kişisel olarak ilk refleksimiz adil olanın dengesini değil, kendi dengemizi sağlamak oluyor genellikle. Haklı çıktığımızı düşündüğümüzde de Sn.Demirel'in bence çok isabetle ifade ettiği "ego"muz rahatlıyor ve kaybettiği dengesini kazanıveriyor.

Gerçek/doğru ama önce Hakikat'i arıyorsak kendi haklılık saplantımızı kendimiz nakavt edebilmeliyiz.

Soru sormalı, hep soru sormalı...

Saygılar.