Mesajı Okuyun
Old 27-12-2009, 14:23   #7
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan Bekaret; "Vasıf" mıdır?

Yaptırılan tıbbi girişimin aldatma olarak değerlendirilip, değerlendirilememesi, öncelikle bekaret kavramının "Önemli bir vasıf" , hatta sadece "Vasıf" olup olmadığını tespitle mümkün olabilir.

Aşağıya ekleyeceğim içtihattaki Yargıtay görüşü, uyum yasaları çerçevesinde değiştirip yenilediğimiz TMK nın da, halen bizlere bol geldiğini ve sindiremediğimizi kanıtlıyor adeta:


T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/14649
Karar: 2007/2504
Karar Tarihi: 22.02.2007

ÖZET: Davalı-davacı kadının zifaf gecesi bakire çıkmadığı toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu suretle kadında bulunması lazım gelen vasfın bulunmaması sebebiyle kocanın davasının kabulü gerekirken reddi isabetsizdir.

(4721 S. K. m. 149)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Davacı-davalı kocanın davası Türk Medeni Kanununun 149/2 maddesine dayalı evliliğin iptali davasıdır.

Davalı-davacı kadının zifaf gecesi bakire (kız) çıkmadığı toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu suretle kadında bulunması lazım gelen vasfın bulunmaması sebebiyle kocanın davasının kabulü gerekirken reddi isabetsizdir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 22.02.2007

MUHALEFET ŞERHİ

Davacı dava dilekçesinde davalının bakire olmadığını ileri sürerek evliliğin iptalini istemiştir. Yargılama aşamasında mahkemece davalı kadın Bolu İzzet Baysal Kadın Doğum Hastanesine sevk edilip rapor alınmıştır. Anılan rapora göre, davalının halen bakire olup kızlık zarının duhule müsait olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu tıbbi bulgular karşısında davacı tanıklarının soyut ifadelerine dayanılarak davalının bakire çıkmadığının kabulü olanaksızdır.

Açıklanan nedenlerle Davacı-Davalı kocanın evliliğin iptali davasının reddine ilişkin mahkeme kararının onanması ve davalı-davacı kadının kabul edilen boşanma davası yönünden temyiz incelemesinin yapılması gerektiği görüşüyle sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum.

KARŞI OY YAZISI

Dava dosyasında davacı-karşılık davalı koca tarafından TMK. m. 149 b. 2 hükmüne göre evlenmenin iptali istenildiği, davalı-karşılık davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davası açıldığı, asıl davanın reddine, karşılık davanın kabulüne karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda <görüş birliği> vardır.

Çekişme nedir?

Davalı-karşılık davacı kadın hakkında davacı-karşılık davalı kocanın gösterdiği evlenmenin iptali sebebini çökertecek biçimde doktor raporu bulunmasına rağmen davacı-karşılık davalı kocanın tanıklarının anlatımına değer verilmesi görüşüne katılmıyorum.

Kaldı ki davacı-karşılık davalı kocanın tanıklarının anlatımının doğru olmadığını davalı-karşılık davacı kadın tanıkları açıkladıklarına göre bilimsel verilere dayalı olarak verilen yerel mahkeme kararının yerinde olduğu görüşündeyim.

Bu sebeplerle değerli çoğunluğun <farklı görüşüne> katılmıyorum. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları


***

İsterseniz içtihattaki kanaati bir kenara koyup, öncelikle kavramı hukuk boyutunda biz tartışalım.

Bekaret; VASIF mıdır?

(Tartışmanın yasal düzenlemeler ve gerek görüldüğünde içtihatlar çerçevesinde yapılması, kişisel inanç ve geleneksel öğretilerin dışarıda bırakılması, sevindirici ve yararlı olacaktır.)

Saygılarımla...