Mesajı Okuyun
Old 03-03-2016, 10:29   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Değerli hukukçular,

Vekalet veren, alacak davası açmak için avukata yetki veriyor.

Avukat, karşı tarafın avukatını tanıyor ve dava açmadan onunla görüşüyor.

Nihayetinde alacağını dava açmadan tahsil ediyor.

Ancak bu tahsilatta borcun zamanaşımına uğrayan kısımları asıl alacaktan mahsup ediliyor.

Eş söylemle avukat dava açsaydı da aynı alacak tahsil edilecekti.

Vekalet veren, dava açmadan tahsil edilen parayı kabul etmiyor. Benim alacağım daha fazlaydı diyor... (aslında haklı ancak zamanaşımına uğramış)

Avukat müvekkil lehine en iyisi bu diye düşünerek o dönemde müvekkiline ulaşamadığı için onun namına tüm alacağı tahsil ettik diye ibraname de veriyor.

Aralarında hala yazılı bir ücret sözleşmesi de yok. Dava açmak içinde herhangi bir masraf ve ücret de verilmemiş...

Bu olayda avukatın hukuki ve cezai sorumluluğu nedir?

Vekalet veren hesap numarası da vermiyor. Parayı iade et diyor. Karşı taraf da anlaşmayı yaptık, dönemem diyor... O avukata ne tavsiye edersiniz?

Saygılar sunuyorum...
Sayın Av.Selim Balku;

Burada aklıma gelen ilk şey; zamanaşımının bir def'i olduğu ve müvekkilin, "dava açılmış olsa idi belki de karşı taraf zamanaşımı def'inde bulunmayacaktı" gibi bir yaklaşım sergilemesi ihtimali.

Olası bir ceza ya da tazminat davasında; dava açmadan önce zamanaşımına uğramış olan kısımla ilgili karşı tarafın "dava açılsa idi dahi biz bu şekilde hareket edecek ve zamanaşımı def'inde bulunacaktık" şeklindeki beyanıyla bu durum bertaraf edilebilir mi diye düşünmek gerekir.

Müvekkilin hesap numarası da yoksa şu an ilk yapılması gerekenin tevdi mahalli tayini istemek ve mahkemece belirlenecek olan hesaba, karşı taraftan tahsil edilmiş olan müvekkile düşen alacağı yatırmaktır diye düşünüyorum.

Saygılarımla..