Mesajı Okuyun
Old 27-09-2006, 12:54   #19
Yusuf ayık

 
Varsayılan

Sayın Dar'c ve diğer arkadaşlarım,
size son durum hakkında bilgi vermek istiyorum.
Tabi Sayın Dar'c ın önerisi makul olanı. Ancak gerçek hayatta hiçbir şey böyle süt liman değil. "Gel anlaşalım kardeş kardeş paylaşalım" (Tekerleme gibi oldu) olmuyor. Herkes tek başına hak iddia ediyor. Zaten hakka rzı olunsa mesele olmayacak ve hukuk sistemimizi alt üst eden bu idari "garabe" (tapu tahsis belgeli yer) nin yarattığı sorunları biz burada tartışmayacaktık.

Şu anda mirasçılar adına satış vaadi yapılan kardeş ve adına tapu tahsis belgesi ve satış vaadi yapılan yeğen aleyhinde sözleşmelerin iptali, taşınmazda miras ortaklığı hükümlerinin geçerli olduğunun tespiti ve müdahalenin meni talepli bir dava açmış durumdalar. (Hadi Hayırlısı)

Değerli arkadaşlar aslında bu olayda namı müstear veya inançlı işlem denilen hukuki durum var. Muris yeğeni ve kardeşine güvenerek ve onların adlarını kullanarak kendi adına alamayacağı yeri alıyor. (Çünkü kendi adına bir başka tapu tahsis belgeli yer var idi. Buna B taşınmazı diyelim. B taşınmazına ait tapu tahsis belgesi ile tapu alınması mümkün olmadı yer belediye tarafından ihaleye çıkarıldı ve muris bu yerin tapusunu ihale sonucu aldı) Bir nefes alalım. oh Orda sorun yok yani.
Fakat A taşınmazı ortada duruyor. Namı müstear var. Yani yapılan satış işlemleri geçersiz. Mirasçılar olarak biz bu durumları ispat edebilirsek sorun hallolacak. Ama nasıl ispat edeceğiz?
*Binaya muris tasarruf etmiş 5 katlı yer yapmış ve kiraya vermiş( Elimizde *onlarca kira sözleşmesi var-noterden veya icraya verilmiş)
*Elektrik ve Su abonelikleri muris adına. (elimizde belgeleri var)
*Bina Vergilerini muris kendi adına ödemiş.(Elimizde belgeleri var)
*Bir yapı tatil tutanağı var murisin burayı yaparken durdurulmasına ilişkin( Bu encümen karı elimizde)
*Yerin murise ait olduğunu bilen ve binayı murisin yaptığını bilen onlarca tanık var. Kiracılarda hariç.

İspata yetermi bilemiyorum?

Kolay gelsiz eğitici ve öğretici bir konu oluyor.