Mesajı Okuyun
Old 17-10-2017, 19:35   #10
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Malik anne baba ise..

Merhaba,

Aşağıdaki Karşı Oy'da önemli noktalara temas etmekte..

Hukuk Genel Kurulu Esas: 2010/1-218 Karar: 2010/251 Karar Tarihi: 05.05.2010 Tarihli Karından Karşı Oy:
Hukuki olarak çözümlenmesi gereken davalının taşınmazı kullanmada haksız olup olmadığının saptanmasıdır. Öncelikle şu hususun belirlenmesinde yarar vardır; bir taşınmazın kullanımı ile ilgili olarak kendisine onay verilen kişiye tebaan o taşınmazı onay verilen kişi ile birlikte kullananın bu kullanımının haksız olduğunu söylemek mümkün değildir. Tebaan kullanma olgusunu belirlerken de eldeki davada esas olan davalı kadın ile dava dışı kocanın birlikte kullanımında davalının haksız olup olmadığının belirlenmesidir. Türk Medeni Yasasına göre karı koca aynı evde birlikte yaşarlar. Bu hem bir hak hem de yükümlülüktür. Bu nedenle eşlerden birisine evin kullanımı için izin verilmesi halinde diğer eşin de kullanımına onay verilmiş sayılır. Davacının dava dışı oğluna onay verdiği konusunda bir niza bulunmamaktadır, bu onay devam ettiği sürece davalının kullanımının haksız olduğunu söylemek mümkün değildir. Aksi düşünce aile birliğinin bozulması sonucunu doğurur ki yasanın bunu kabul etmesi mümkün değildir. Eşine tebaan kullanan davalının kullanımının haksız olması için dava dışı eşine verilen onayın davacı mülk sahibi tarafından geri alınmış olması gerekir. Onay verilen kişiye verilen bu kullanım hakkı geri alınmadan ona tebaan kullanan kişi hakkında el atmanın önlenmesi davası açılması mümkün değildir.Bu durumda boşanma davasının açılması sonucu dava dışı eşin ortak haneyi terk etmesinin birlikte oturulan evi ortak hane olmaktan çıkartıp çıkartmadığı, bunun sonucu olarak davalının eşine tebaan kullanımının devam edip etmediğinin belirlenmesi gerekir.

Bilindiği gibi boşanma davasının açılması ile ortak ev ortak ev olmaktan çıkmaz. Taraflar isterlerse aynı evi birlikte kullanabilirler, ancak taraflardan birisi isterse bu evi kullanmayabilir. Ancak bu durumda da boşanma kararı kabul ile sonuçlanıp kesinleşinceye kadar yine ortak ev olma niteliğini korur. Olayımızda kesinleşmiş ve boşanma ile sonuçlanmış bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. Öyle ise davaya konu konut ortak konuttur ve davacının dava dışı davalının kocasına verdiği onay da geri alınmadığından davalının onay verilen kişiye tebaan kullanımı devam etmektedir ve kullanımın haksız olduğunu söylemek mümkün değildir. Davalı ile dava dışı kocası arasındaki boşanma davasının bulunması ve kocanın bir süre için evi fiilen terk etmesi sonuca etkili değildir. Koca her zaman için gelip bu ortak konutu boşanma davasının devam ettiği sürece kullanabilir. Bu davanın açılmasındaki amaç davalının kullanımının engellenmesi ve dava dışı oğlun kullanımının sağlanmasıdır. Bu nitelemeye göre de en azından davanın açılması hakkın kötüye kullanılmasıdır.


Benim de az yukarıda bahsettiğim gibi davada hakkın kötüye kullanılması tespit ediliyorsa buna izin verilmemelidir.
Alıntı:
Düşünceme göre, haklarında bu şekilde barınma kararı verilmiş kadın ve çocuklar aleyhine açılan müdahalenin önlenmesi davalarında, tedbir kararının verilme gerekçeleri ve zaruret hali mutlaka araştırılmalıdır. Tedbir verilme koşullarının devam ettiğinin görülmesi halinde eğer taşınmaz eşin ana ve babasına aitse dava reddedilmelidir. (Burada oldukça netim, çünkü Sayın Can Doğanel'in vurguladığı biçimde trajik bir ağır kusur hali vs..yoksa dava reddedilmelidir. Somut olayın özellikleri değerlendirilebilmelidir. Tarafların gerçek iradeleri ortaya konmalıdır. Ana ve babayı üçüncü kişi olarak göremiyorum. Evlilik birliği hakkında bilgisi ve görgüsü olan kişilerdir. Davanın davalı kadını zor durumda bırakmak amacıyla kötüniyetle açıldığının belirlenmesi halinde dava reddedilmelidir.)

Karşı oya katılmakla birlikte, anne veya baba olan malikin kendi çocuklarına ihtarname çekerek verdikleri oluru geri almaları halinde dahi hakkın kötüye kullanımı tespit edilirse; davacının eve samimi ihtiyacı kanıtlanamazsa sadece mülkiyet hakkının sınırlandırılamayacağı gerekçe yapılarak Aile Mahkemesinin verdiği TEDBİR kararı ortadan kaldırılamaz. Düşüncesindeyim.

Saygılarımla,