Mesajı Okuyun
Old 07-03-2007, 11:50   #5
Admin

 
Varsayılan

Bu tip stratejilerin sadece bireysel karar niteliğinde olmadığını ve ülkelerin uluslararası politikaların bir parçası olduğunu da izninizle hatırlatayım. Ve bunu tek yapan da Türkiye değil, tüm dünya ülkeleri yapıyor:

Her ülkenin kendi değerleri ve yasaları doğrultusunda hassas oldukları konular var ve bu kurallarının internetin sınırsızlığından yararlanarak arkasından dolaşılmasından pek çok ülke rahatsızlık duyuyor. Bu konuda henüz uluslararası bir çözüm yolu mevcut olmadığından, her ülke kendi önlemini kendi içinde bizzat almaya çalışıyor, zira başka bir şansı da yok.

Sizin yasalarınıza göre suç teşkil eden bir eylem internet üzerinden sizin ülkenize yönelik olarak yapılıyorsa ve siz de bu siteyi uyardığınız halde site aldırmıyor ve "ben başka ülkenin yasasına tabiiyim, senin mahkemen ve yasaların beni bağlamaz" diye omuz silkiyorsa, tek şansınız kendi mahkemenize başvurarak siteye sizin ülkeniz üzerinden erişilmesini engellemek ve böylece onun üzerinde bir baskı unsuru oluşturmaktır. Başka çözüm bilen varsa lütfen paylaşsın.

Dilerseniz olayın geçmişini de bir hatırlayalım: Bu fenomenin global olarak ilk patlak vermesi, 2000 yılında bir Fransız derneğinin Fransız Mahkemelerine başvurarak Yahoo'nun Fransa'da filitre edilmesini istemesiyle başladı. Zira yahoo'nun açık arttırma sayfalarında bazı kullanıcılar Nazi Savaş hatıra eşyaları satıyordu (savaş madalyaları vs.) ve bu Fransa Yasalarına göre suçtu. Bu Fransız Dernek, yahoo'ya başvurarak bu sayfaların Fransa'ya filitre edilerek sunulmasını istediğinde, Yahoo biz Amerikan şirketiyiz ve Amerikadan yayın yapıyoruz sizin yasalarınız bizi bağlamaz dedi ve işin içinden çıktı. Bunun üzerine dernek Fransız Mahkemelerinde dava açtı ve Yahoo'nun toptan Fransa'da filitre edilmesini isteyerek tüm dünyada büyük sansasyon yarattı. Ve kimsenin "olmaz, olamaz" dediği de oldu ve Mahkeme davayı kabul etti! Bunun üzerine Yahoo geri adım attı ve bu sayfaları Fransız kullanıcılarına sunmamayı kabul etti ve Fransa'da toptan filitre edilmekten kurtuldu.

Bu dava tüm ülkelerin benzer önlemler almasının önünü açan davadır ve artık her ülke kendi yasalarının arkasından dolaşılmasını engellemek için bu yola başvurmaktadır.

Bu davayı da bu stratejinin bir parçası görmek gerekir. YouTube bir dünya devi olan Google'ın bir sitesidir ve Amerika'dan yayın yapan ve Amerikan yasalarına tabii olan Google'a Türk yasalarına saygılı olma konusunda yapılacak hiçbir şifahi uyarı ciddi bir yaptırım uygulanmadı sürece işe yaramayacaktır. Eğer Atatürk'e hakaret edilmesinin engellenmesi talebinde bulunursanız, büyük olasılıkla size verecekleri yanıt "bu eylemin ABD. yasaları uyarınca suç olmadığı ve Türk yasalarının kendilerini bağlamadığı" olacaktır. Ancak Türk Mahkemesinden Türk kullanıcıların bu siteye girişinin engellenmesi yolunda bir karar çıkartırsanız, hiç şüpheniz olmasın, bu yanıt birgün içinde 180 derece değişiverir.

Dolayısıyla bir tip kararlar bu stratejilerin bir sonucudur ve dünyadaki her ülke tarafından uygulanmaktadır. İnternet özgürlüğünün en büyük savunucusu olan ABD bile Amerikan Şirketlerinin fikri mülkiyet haklarını ihlal eden Çin ve Rus tabanlı sitelere global filitreler uygulamaktadır. Üstelik internet omurgasının büyük kısmının kontrolü ABD'nin elinde olduğundan onların uyguladıkları filitreler sadece ABD'ye değil, dünyanın büyük kısmına da etki etmektedir.

Ayrıca bu eylemin sansür olduğuna da katılmıyorum. Eğer bu kararı Türk Telekom kendi kendine alıp uygularsa bu bir sansür olarak nitelendirilebilir ancak bir Mahkeme kararı söz konusu iken bunun adı sansür olamaz.