Mesajı Okuyun
Old 20-03-2006, 03:19   #4
erdemlig

 
Varsayılan

Aslında hayatın kendisi okul değil mi! Daha doğduğumuz andan (belki de fetüs halinden) itibaren hep öğreniyoruz. Eğitim felsefecileri asırlardır öğrenme-öğretme kavramlarını irdelemişler ama bir karara varmak çok zor. Sanırım öğrenme hevesini uyandırabilen ve bunu sürekli canlı tutabilen öğretmen, en iyi öğretmen; bu öğretmenin öğrencisi olma şansını yakalayabilen çocuk veya genç de en şanslı öğrenci olsa gerektir. Bunu tesbit için de kendi öğrencilik yıllarımıza uzanıvermek ve çevremizde eğitim alanlara, verenlere ve eğitim kurumlarına bakmak, yeterli olur sanırım. Ancak yukarıda anlattıklarım eğitimin tesadüfi yansımaları olabilir. İşin aslı İngilizlerin meseleye bakış açılarında gizli sanırım. İngilizlere göre eğitim ancak üç üniversite bitirmekle mümkündür. Yani anneanne, anne ve kızı birer üniversite mezunu ise evladın iyi bir eğitim alması mümkündür. Bizde ise okumuşu da okumamışı da maalesef okuldan ve devletten mucizeler beklemekten başka bir şey yapmıyor. Ne diyeyim okumamışınki cehaletten olabilir ama okumuşlar da işin kolayına mı kaçıyor yoksa başka sebepler mi var dersiniz! Saygılarımla.