Mesajı Okuyun
Old 07-08-2018, 18:15   #64
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2017/2-1576
K. 2018/207
T. 14.2.2018
• BOŞANMA SONUCU MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Hâkim Tazminat İsteyen Taraftan Gerekli Açıklamaları Aldıktan Sonra Koşulları Varsa TMK'nın 174. Md.sinin Birinci Fıkrası Gereğince Oluşacak Zararı Takdir Edeceği )
• ZARAR KAVRAMI (Mal Rejimi Eşya veya Ziynet Alacağına Dair Talepler Yine İşten Ayrılma Sebebiyle Tazminat Kira Eşe Verilen Borcun Geri Ödenmesi Düğün Doğum Nikah Gideri Gibi İstemler TMK'nın 174. Md.sinin Birinci Fıkrası Kapsamında Oluşan Zarar Kavramı İçinde Sayılmadığı )
• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Boşanma Sonucu - Hâkim Tazminat İsteyen Taraftan Gerekli Açıklamaları Aldıktan Sonra Koşulları Varsa TMK'nın 174. Md.sinin Birinci Fıkrası Gereğince Oluşacak Zararı Takdir Edeceği )
4721/m.174
6098/m.50
ÖZET : Dava, boşanma sonucu maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay uygulamasında mal rejimi, eşya veya ziynet alacağına dair talepler, yine işten ayrılma sebebiyle tazminat, kira, eşe verilen borcun geri ödenmesi, düğün, doğum, nikah gideri gibi istemler TMK'nın 174 maddesinin birinci fıkrası kapsamında oluşan zarar kavramı içinde sayılmamaktadır. Bu nedenledir ki, hâkim tazminat isteyen taraftan gerekli açıklamaları aldıktan sonra, koşulları varsa TMK'nın 174. maddesinin birinci fıkrası gereğince oluşacak zararı yukarda belirten ölçütleri de dikkate alarak takdir edecektir.

-----

KARAR :
....

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacı ( kadın ) lehine TMK'nın 174/1. maddesi uyarınca hükmedilen 40.000 TL maddi tazminatın çok olup olmadığı noktasındadır.

Görüldüğü üzere, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı kadının ise az kusurlu olduğu yönündeki yerel mahkemenin kabulü onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

Uyuşmazlık konusu olan ve boşanmanın feri sonuçlarından biri olan maddi tazminat 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hüküm, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini...” düzenlemiştir. Bu hüküm gereğince, maddi tazminata hükmedilebilmesi için temel koşul, tazminat isteyen tarafın boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu olması ve boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmiş bulunmasıdır.

Hukuka aykırı ve kusurlu bir davranış sonucu hakkı ihlal edilenin zararının giderilmesi, menfaatinin denkleştirilmesi hukukun temel ilkesidir. Ancak, TMK'nın 174/1. maddesi, genel tazminat esaslarından ayrılmış ve kendisine özgü kural getirmiştir.

Haksız fiil tazminatının temel unsuru olan “gerçek zararın belirlenmesi” koşulu, aile hukukunda, borçlar hukukundaki düzenlemeden farklıdır. Eşler arasındaki ilişkinin özelliği itibarıyla burada gerçek zararı tam olarak belirlemek her zaman mümkün olmamaktadır.

Bu özelliği nedeniyle, Kanun, menfaati zedelenene, uygun bir tazminat verileceğini açıklamıştır. Hâkim tazminat miktarını takdir ederken kusurun ağırlığını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, evlenme şanslarını, ortalama yaşam sürelerini, yaşam seviyelerini ve geçim koşullarını göz önünde tutarak makul ve herkesçe kabul edilebilir bir miktar belirlemelidir.

Kanun mevcut veya beklenen menfaatin neler olduğunu göstermemiştir. Mevcut menfaatin belirlenmesinde ölçü, genel olarak evlilik birliğinin eşlere sağladığı yararlardır. Beklenen menfaatler de evliğin devamı hâlinde eşlerden birinin diğerine gelecekte sağlaması muhtemel olan çıkarlardır. Bu bağlamda şunu ifade etmek gerekir ki boşanmakla bir eş, en azından, diğer eşin desteğini kaybedecektir. Boşanan eş, kurulu bir evlilik düzeni içinde sağlayabileceği her ekonomik yarardan yoksun kalarak yeni bir düzen kurması zorunda kalmaktadır. İlişkinin niteliği itibariyle ekonomik yararlar da değişeceğinden, mevcut ve beklenen menfaatler itibariyle zararı belirlemek güç olsa da hakkaniyet eksenli olarak hâkime fikir de verecektir.

Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, Yargıtay uygulamasında mal rejimi, eşya veya ziynet alacağına dair talepler, yine işten ayrılma sebebiyle tazminat, kira, eşe verilen borcun geri ödenmesi, düğün, doğum, nikah gideri gibi istemler TMK'nın 174 maddesinin birinci fıkrası kapsamında oluşan zarar kavramı içinde sayılmamaktadır.

Bu nedenledir ki, hâkim tazminat isteyen taraftan gerekli açıklamaları aldıktan sonra, koşulları varsa TMK'nın 174. maddesinin birinci fıkrası gereğince oluşacak zararı yukarda belirten ölçütleri de dikkate alarak takdir edecektir. Somut olayda; tarafların 28.04.2007 tarihinde evlendiği ve ilk boşanma davasının eldeki dosya davalısı erkek tarafından 2010 yılında açıldığı, o tarihten beri ayrı yaşadıkları, dosyada bulunan sosyal ve ekonomik durum araştırma raporlarına göre; davacı kadının İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde Tanıtım Bölümü Bölgeler ve Rehberlik İletişim Müdürü olarak görev yaptığı, 2012 yılı Ekim ayı itibariyle net 5431.18 TL maaş aldığı, davalının ise ilaç mümessili olduğu, aylık 3.640,-TL brüt maaş aldığı, işyeri uygulamasına göre çalışanın hedeflerine ulaşması hâlinde 20.000,-TL yıllık brüt prim ödendiği anlaşılmaktadır.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde dosya kapsamına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, davacı kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarı çok olup, mahkemece TMK'nın 4. maddesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50. vd. maddeleri dikkate alınarak daha uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekir.

Açıklanan sebeplerle Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru olmamıştır.

Bu sebeple direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, tebliğ tarihinden itibaren on beş günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kazancı