Mesajı Okuyun
Old 08-08-2012, 23:40   #12
Gemici

 
Varsayılan

Önemli olan yargının adil bir şekilde çalışması ve adaletin gerektiği gibi dağıtılmasıdır. Adaletin dağıtıldığı yerin adliye veya adalet sarayı olarak adlandırılması, verilen hizmetin veya yargı yetkisinin kullanılmasının kalitesi değişmediği sürece, göstermelik olmaktan ileriye gitmez, göz boyamacılık olur.

Yapılan iş aynı iş olduktan sonra ha adliye ha adalet sarayı hiç fark etmez,isim değiştirmekle imaj değişmez.

Tartışma bana mahalle bakkallarının kendilerinerini 'Süpermarket' olarak adlandırmalarını hatırlattı; Yabancı dillerden Türkçeye giren market adını almakla bakkalın ne içeriği değişti, ne de bakkal sürper oldu.

Alıntı:
Yazan Av. Murat ÇETİN
Ben kimsenin adliyeye adliye sarayı dediğini duymadım,halk adliyeye her zaman "adliye" der ama nedense yapılan binalara "saray" demek gibi bir ısrar var. Bir kelime benimsenmemişse ısrar etmenin anlamı yok. İtirazım sadece bu noktadandır. Yoksa etimolojik tartışmalara girersek, "Adalet sarayı" sarayları, monorşiyi değil, adaleti yücelten bir kavram. Bir ülkenin adaleti o kadar güçlü ki, bunun için saraylar yapılmış, bir ülkede adalet o kadar önemli ki, saraylarda dağıtılıyor. Peki söz ile özün uyumsuzluğu ne olacak?

Sarayların en başta gelen özelliği sarayda oturanlarla saray dışında olanlar arasındaki uçurum ve bağlantı kopukluğudur. Sarayda oturanın tuzu kurudur, saray dışında bulunanla arasında seviye farkı vardır, eğitim farkı vardır, mal mülk sahibi olma farkı vardır.

Genelde sarayda olan saray dışında olan için çalışmaz, tam tersine sarayda oturan diğerlerini kendisi için çalıştırır.

'Adliye sarayında' adalet değil, adaleti dağıtanlar veya adaleti dağıttığına inananlar hüküm sürer.

Saygılarımla