Mesajı Okuyun
Old 12-09-2013, 12:17   #13
av.esengül çördük

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

9.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/7828
Karar: 2011/14645
Karar Tarihi: 23.05.2011


İŞÇİ ALACAKLARI DAVASI - DAVACININ SON İKİ YILLIK AYLIK ÜCRETİNİN ÖDENMEDİĞİ - İKİ YIL ÜCRET ÖDENMEDEN ÇALIŞMANIN HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI OLDUĞU - AYNI DÖNEM İÇİNDE KALAN BİR KISIM ÜCRET ALACAKLARI İÇİN İCRA TAKİBİ YAPILDIĞI

ÖZET: Somut olayda davacının son iki yıllık aylık ücretinin ödenmediği kabul edilmiştir. İki yıl ücret ödenmeden çalışılması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan davacıya resen yemin verilip verilmesi gerektiği mahkemece değerlendirilmeden sonuca gidilmesi hatalıdır. Öte yandan davacı aynı dönem içinde kalan bir kısım ücret alacakları için icra takibi yaptığı ve dosyada birtakım ödemeler olduğu halde bu dosya getirtilip incelenerek anılan ödemelerin nazara alınmaması da yerinde değildir.

(4857 S. K. m. 32, 37) (9. HD. 18.10.2004 T. 2004/7006 E. 2004/23275 K.)

Dava: Davacı, kıdem tazminatı, ücret, ikramiye, fazla mesai, izin, vergi iadesi, aile yardımı, yakacak yardımı, TİS'den kaynaklanan fark alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalılardan Bayraklı Denim Tekstil A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Y. T. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacakları isteklerinde bulunmuştur.

Davalı davanın reddine savunmuştur.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı yasal süresi içinde davalı temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin/bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan <ücret hesap pusulası> verilmesi zorunludur.

Uygulamada çoğunlukla <ücret bordrosu> adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.

Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.

4857 sayılı İş Kanununun 5754 sayılı yasayla değişik 32. maddesinde, <Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler> şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.

Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, işverence cevap dilekçesinde dayanılmak kaydıyla yemin teklifi hakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan sonra sonuca gidilmelidir. Dairemizce, çok uzun süre ücret ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, hakimce resen yemin teklifinde bulunulabileceği de kabul edilmektedir(Yargıtay 9.HD. 18.10.2004 gün 2004/7006 E. 2004/23275 K ).

Somut olayda davacının son iki yıllık aylık ücretinin ödenmediği kabul edilmiştir. İki yıl ücret ödenmeden çalışılması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan davacıya resen yemin verilip verilmesi gerektiği mahkemece değerlendirilmeden sonuca gidilmesi hatalıdır. Öte yandan davacı aynı dönem içinde kalan bir kısım ücret alacakları için icra takibi yaptığı ve dosyada birtakım ödemeler olduğu halde bu dosya getirtilip incelenerek anılan ödemelerin nazara alınmaması da yerinde değildir.

3- Davacının üç vardiya çalıştığını, arıza olduğunda arızi olarak fazla çalışma yaptığını bizzat davacı tanıkları belirttiği ve böyle olunca fazla çalışma kanıtlanmadığı, anılan alacağın reddine karar verilmesi gerektiği halde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.05.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)