Mesajı Okuyun
Old 18-12-2007, 15:28   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/17013
K. 2004/21500
T. 11.10.2004
• 103 DAVETİYESİNİN TEBLİĞİ ( Hacizden Haricen Haberdar Olmuş Olsa Bile Borçlunun Hacizle İlgili Şikayetlerinde Sürenin Tebligatla Başlayacağı - Meskeniyet Şikayeti )
• HACİZDEN HARİCEN HABERDAR OLAN BORÇLU ( 103 Davetiyesi Muttali Olma Tarihinden Sonra Tebliğ Edilse Bile Hacze Karşı Şikayet Süresinin Tebligatla Başlayacağı - Meskeniyet Şikayeti )
• BORÇLUNUN YOKLUĞUNDA YAPILAN HACİZ ( Borçlunun Hacze Haricen Muttali Olması - Sonradan 103 Davetiyesi Tebliğ Edilirse Hacze Karşı Şikayetlerde Sürenin Tebligat Tarihinden Başlatılacağı )
• ŞİKAYET SÜRESİNİN BAŞLANGICI ( 103 Davetiyesinin Tebliğinden Önce Borçlunun Hacze Muttali Olmuş Olması - Meskeniyet Şikayetinde Sürenin Haricen Öğrenme Tarihinden Değil Tebligat Tarihinden Başlatılacağı )
• MESKENİYET ŞİKAYETİNDE ŞİKAYET SÜRESİNİN BAŞLANGICI ( Borçlunun Yokluğunda Yapılan Hacze Haricen Muttali Olan Borçluya Daha Sonra 103 Davetiyesi Tebliğ Edilmişse Şikayet Süresinin Ittıla Tarihinden Değil Tebliğ Tarihinden Başlayacağı )
2004/m.82/12,103
ÖZET : Kural olarak haciz sırasında bulunmayan borçlunun hacizden haberdar edilmesi gerekir. Haciz davetiyesinin tebliğ edilmediği durumlarda hacze muttali olan borçlunun hacizle ilgili şikayetlerinde süre, muttali olunan tarihe göre belirlenmelidir. Ancak, hacze haricen muttali olunsa dahi bilahare takip dosyasında borçlulara ( 103 ) haciz varakası tebliği halinde anılan maddedeki hakları kullanma açısından borçluya alacaklı tarafından yeni bir hak bahşedildiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca; somut olayda da gözlendiği gibi bir başka dosyada tapu kayıtlarının okunması sırasında borçluların taşınmazları üzerine konulan hacze muttali olmaları, ( 103 ) haciz varakasının tebliğ edilmesi karşısında sonuca etkili olmaz. İcra mahkemesince taşınmaz üzerindeki ipoteğin borçluların murisleri tarafından verildiği nazara alınarak ( borçluların hakkını etkilemeyeceğinden ) mirasçı borçluların meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi gerekeceğinden mahkeme kararının bozulması sonucuna gidilmiştir.

DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Kural olarak haciz sırasında bulunmayan borçlunun İİK'nun 103. maddesi gereğince hacizden haberdar edilmesi gereklidir. Ne var ki, uygulamada sıkça görüldüğü üzere ( 103 ) haciz davetiyesinin tebliğ edilmediği ahvalde hacze muttali olan borçlunun hacizle ilgili İcra mahkemesine yapacağı başvurunun süresinde olup olmadığı, muttali olunan bu tarihe göre tespit edilir. Ancak, hacze haricen muttali olunsa dahi bilahare takip dosyasında borçlulara ( 103 ) haciz varakası tebliği halinde anılan maddedeki hakları kullanma açısından borçluya alacaklı tarafından yeni bir hak bahşedildiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca; somut olayda da gözlendiği gibi bir başka dosyada tapu kayıtlarının okunması sırasında borçluların taşınmazları üzerine konulan hacze muttali olmaları, ( 103 ) haciz varakasının tebliğ edilmesi karşısında sonuca etkili olmaz. İcra mahkemesince taşınmaz üzerindeki ipoteğin borçluların murisleri tarafından verildiği nazara alınarak ( borçluların hakkını etkilemeyeceğinden ) mirasçı borçluların meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi gerekeceğinden mahkeme kararının bozulması sonucuna gidilmiştir.

SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 11.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.