Merhabalar, Herkese iyi Çalışmalar...

Ticari defterlerin delil olması ile ilgili bir sorunum var.
Olay kısaca şöyle : Malen kayıtlı bonoya dayalı takip yaptım. Borçlu bononun malen kaydı taşıdığını ve bono bedeli kadar malın kendisine teslim edilmediği gerekçesi ile menfi tespit davası açtı. Davada HMK 222/5 gereğince sadece müvekkilin ticari defterlerine dayandı. Yaptığım incelemelerde, malen kaydı var ise malı teslim aldığı karinesi olur ve müvekkilin malı teslim ettiğini ispatlaması gerekmez. Davacı kesin delillerle senedin hükümsüzlüğünü ispatlamak zorunda. Bu arada müvekkil ziraat odası ( Müvekkil Kamu Kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur) ve bana göre tacir değil. Her ne kadar ticari defterleri tutmak zorunda ise de tacir değil. HMK 222/5 de ise " taraflardan biri tacir olmasa dahi tacir olan diğer tarafın defterlerine münhasıran dayanıyor ise …" diye hüküm mevcut. Bu tezime dayanak arıyorum. Baktığım onlarca kararda tarafların tacir olması durumunda 222/5 uygulanır diyor. Ama tacir olmayan birinin tutmak zorunda olduğu defterlerine 222/5 e göre münhasıran dayanılabilir mi? Dayanılamayacağına dair Yargıtay kararı olan arkadaşlar paylaşırsa çok memnun olurum.