Mesajı Okuyun
Old 16-02-2012, 15:38   #38
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ben
Kararların üzerinden tartışarak neyi yanlış anladığımızı bulalım.
Alıntı:
Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN
Davacı taraf, 28 Mart 2003 tarihli yazı ile alacağını talep etmiş olmasına gör; yazıda belirtilen sürenin bitiminden itibaren, talep edilen vekalet ücreti alacağına, faiz tahakkuk ettirilebilir.

Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu, vekalet ücreti alacağına karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. (3. HD. 25.10.2004 2004/12132-11624)
Bu kararı benim yukarıdaki mesajıma yanıt olarak gönderdiğinizi düşünerek karar hakkındaki düşüncemi açıklama cesareti gösteriyorum:

Karar Kanun'a uygundur: Daha önce ihtar çekilmiş ve avukatlık ücreti istenmiş. Böylelikle temerrüt oluşmuş. Daha sonra sözü edilen avukatlık ücretini almak için dava açılması daha önce oluşan temerrüdü ortadan kaldırmaz. Bu nedenle Yargıtay'ca, davanın konusunu oluşturan ve asıl alacak niteliğinde olan avukatlık ücreti alacağına karar tarihinden itibaren faiz yürüyeceğine ilişkin karar bozulmuş, faizin ihtarname tarihinden itibaren yürüyeceği belirtilmiştir.

Eğer yazı ile önceden avukatlık ücreti istenmemiş olsaydı elbette karar tarihinden itibaren faiz işleyecekti.

Burada akla gelen soru şu olabilir:
İhtarname çekilmemiş ve faizin karar tarihinden itibaren başlayacağına hükmedilen durumlarda neden faiz "dava dilekçesinin tebliği" tarihinden itibaren işlemiyor?

Dava dilekçesi karşı tarafa tebliğ edildiğinde davacı alacaklının alacağını istediğini davalı borçlu öğrenmiş oluyor. Dava dilekçesinin tebliği ile ihtarname tebliği arasında ne fark var?

Saygılarımla