Mesajı Okuyun
Old 10-02-2024, 12:53   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Yargıtay Dairesinin aynı nitelikte "emsal kararlarını "uzun süre değiştirmeden uygulaması halinde emsal kararlar dairenin "yerleşik içtihatı " olarak kabul edilir.

Evlilikte mal rejimi ile ilgili davalara 2009 yılına kadar 2.HD. tarafından bakılmakta iken, 03/2009 ila 07/2021 arası bu görev 8.HD.sine ve 07/2021 tarihinden sonra tekrar 2.HD.sine verilmiştir.

8.HD.sinin yerleşik içtihatı ile aşağıda 1 numarada yazılı kararda olduğu gibi "anne ,baba gibi yakınlar tarafından eşlere yapılan temlik işlemleri,tapuda satış olarak gösterilse dahi,bağış(karşılıksız kazandırma) sayılacağı ,fakat bu karinenin aksinin ispat edilebileceği" kabul edilmiştir. 2.HD.si 2 numaralı kararında “ yargıtayın ve dairenin yerleşik uygulaması “ diyerek 8 HD.sinin görüşüne katıldığını bildirmiş iken, aşağıdaki 3.numaralı kararında “anneden satış sureti ile alınan taşınmazın kanuni karine gereği edinilmiş mal sayılacağını ve ispat külfetinin aksini ispat eden (bağış olduğunu ileriye süren) tarafa ait olacağını ifade etmiştir.4 numaralı karar ise 3 numaralı karardaki olay ile ilgili olup, yerel mahkemenin bozmaya uyarak yaptığı yargılamada tapudaki işlemin karşılıksız olarak yapıldığının ileriye süren taraf tarafından ispatlandığından davanın reddine dair verdiği kararın onanması ile ilgilidir.

8 ve 2. Hukuk Daireleri “yerleşik içtihatını” 1 ve 2 numaradaki kararları ile açıklamışlardır. 2.HD.si soruda geçen ve 3 numarada yazılı kararında “yerleşik içtihatının” aksi yönünde bir karar vermiş ise de ,bu kararında yerleşik içtihatından döndüğüne yada görüş değiştirdiğine dair bir açıklık mevcut değildir. Dairenin 3 numaralı karar doğrultusunda verilen başkaca yayınlan bir kararına rastlanmamaktadır. Bu son kararın bir görüş değişikliği kararı mı yoksa somut olaya özgü bir karar mı olduğu anlaşılamamaktadır.

Sonuç olarak 2.HD.sinin salt 13.06.2022 tarih ve 2022/3443 Esas, 2022/5629 Karar sayılı kararına bakılarak dairenin görüş değiştirdiğinin ya da bu kararın yerleşik içtihat olarak kabulünün mümkün olmadığını, dairenin başkaca kararların da çıkması halinde keyfiyetin anlaşılabileceğini düşünüyorum.
-------------------

1."Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, mal rejiminin tasfiyesinde anne ve baba gibi yakınlar tarafından eşlere yapılan temlik işlemleri resmi kayıtta bedelle yapılmış gibi gösterilse bile hayatın olağan akışına göre, karşılıksız kazandırma (TMK mad. 220/2) ve bir tür bağış işlemi niteliğinde olduğu; bu nedenle, eşe geçen bu malvarlığının onun kişisel malı olduğu kabul edilir. Kuşkusuz bu işlemin karşılıksız kazandırma olmadığı iddia eden tarafından ispatlanabilir (TMK mad. 6 ve HMK mad. 190)." ( 8.HD. 13.5.2019 T. 2017/9954 E.2019/4946 K.)

2."Yargıtayın ve Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre, eşlerden her birinin kendi anne veya babalarından gelen mallar söz konusu olduğunda; satış gösterilse dahi fiili karine olarak karşılıksız kazandırma (bağışlama) olarak değerlendirilmektedir. Bu tasarrufi işlem, hayatın olağan akışına göre, fiili karine olarak bağış kabul edilmektedir. Bu fiili karinenin aksini, yani parasını vererek gerçek anlamda satın alındığını iddia eden eş iddiasını ispatlamakla yükümlüdür." ( 2.HD. 12.09.2021 T.2021/5506 E.2021/6245 K.)

3. "Somut olayda, Mahkemece tasfiye konusu 2613 ve 2775 parsel sayılı taşınmazların kişisel mal olduğu, ... kadının edinilmiş mal olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle işbu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verildiği, tasfiye konusu 2613 parsel sayılı taşınmazın 245/875 hissesi ve 2775 parsel sayılı taşınmazın 1/6 hissesinin davalı-davacı erkeğin annesi adına kayıtlı iken 17.08.2005 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı-davacı erkek adına satın alındığından, kanuni karine gereğince edinilmiş mal olup aksinin ispat külfetinin davalı-davacı erkekte olduğu, Mahkemece, taşınmazların kişisel mal olduğuna yönelik ispat külfetinin davalı-davacı erkekte olmasına rağmen, hatalı değerlendirme ile ispat külfetinin ... kadında olduğunun kabul edilerek karar verilmesi hatalı olduğu;" (2.HD. 13.06.2022 T.2022/3443 E. 2022/5629 K.)

4."01.01.2002 tarihinden sonra davalı-davacı erkek adına edinilen taşınmazlar her ne kadar kanuni karine gereğince edinilmiş mal ise de, tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davalı-davacının taşınmaz hisselerinin karşılıksız verildiğini ispatladığı anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup ... kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir."(2.HD. 03.10.2023 T. 2023/6434 E. 2023/4422 K.)[/font][/font][/font]