Mesajı Okuyun
Old 25-12-2012, 13:52   #3
avdogan

 
Varsayılan uzlaşma yolunu tüketmek dava şartı değil

Kamulaştırma Kanunu 38. maddesinin iptalinden evvel Anayasa mahkemesi kararlarının geriye yürümezliği nedeni ile hak düşürücü süre nedeni ile reddedilen ya da hiç açılmamış kamulaştırmasız el atma davları, 2942 sayılı Kanuna Geçici 6. maddesi olarak eklenen hükme müsteniden açılabilinecektir. yapmanız gereken bu hüküm çerçevesinede kamulaştırmasız el atma nedeni tazminat davası açmak. bu hükümde uzlaşma bir dava şartı gibi görünsede, Yargıtay uygulamaları hak arama özgürlüğü çerçevesinde malikin her zaman dava yoluna gidebileceği şeklindedir. netice, idareyle uzlaşma yoluna gitmeyeceğini belirtmek sureti ile el atma davasını açmanız gerektiği kanaatindeyim.
Emsal karar:
T.C. YARGITAY 5.Hukuk Dairesi Esas: 2011/14674 Karar: 2012/2045 Karar Tarihi: 14.02.2012
ÖZET: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Uzlaşmanın önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde uzlaşma yolunun denenmesidir. İdare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması, hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkindir.
(2942 S. K. m. 11, Geç. m. 6) (6111 S. K. Geç. m. 2) (YİBK. 16.05.1956 T. 1956/1 E. 1956/6 K.)
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; duruşma için belirlenen 14.02.2012 günü usulüne göre çağrı kâğıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, temyiz isteminin de süresinde olduğu görülüp, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava şartı gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na 5999 Sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddesindeki hükümlerin 6111 Sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir.
5999 Sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında ise <taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.> hükmü getirilmiştir. Ancak;
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı uyarınca; idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik, müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde el konulan yerin bedelini isteyebilir.
Bu hüküm uyarınca taşınmazına el konulan malik her zaman mahkemeye müracaat ederek tazminat davası açabilir. 5999 Sayılı Kanunla getirilen uzlaşmaya gidilmesi hali, kişinin dava açma hakkını ortadan kaldırmaz.
Kanunda, uzlaşmanın önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde uzlaşma yolunun denenmesidir. İdare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması, hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkindir.
Diğer bir deyişle; 5999 Sayılı Kanunla getirilen Geçici 6. maddenin 1. fıkrasındaki uzlaşma için idareye başvurma; dava şartı olmadığı gibi, taşınmaz maliki dava açmakla uzlaşmak istemediği yönündeki iradesini ortaya koymuştur.
Bu itibarla işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, yazılı gerekçelerle red kararı verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazine'ye irad kaydedilmesine, 14.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.