Mesajı Okuyun
Old 18-03-2002, 12:06   #1
canan ysr

 
Varsayılan Avukatlık Sınavı

Avukatlığın Türk Hukuk sistemindeki durumunun farkında olan sadece biz değiliz ki bu amaçla çeşitli çalışmalar yapılıyordu uzun zamandır.Sonunda bu çalışmalar 02.05.2001 tarihli 4667 sayılı kanunla resmilik kazandı ve 1136 sayılı avukatlık kanununda kapsamlı ve köklüğ bir değişikliğe gidildi.İşte bu yazının amacı 4667 sayılı kanunla yapılan bir takım değişiklik ve yeniliklere değinmek.

4667 sayılı kanunla 1136 sayılı avukatlık kanunun maddelerinin hemen hemen hepsinde çeşitli değişiklikler yapılmış ve yer yer Türk Hukuk sisteminde bir takım yeni olgular ve kurumlar getirilmiş.Kanunda ilk bakışta dikkati çeken hususlar;
Avukatlık Sınavı
Avukat kimlikleri ile ilgili değişiklik,
Stajyerlere verilecek kredi,
Yalnız avukatların yapabileceği işlere yapılan eklemeler,
Uzlaşma sağlama
Avukatlık ortaklıkları
Avukatların soruşturulması usulü ile ilgili değişiklik
Baroların kuruluş koşulları nitelikleri ile ilgili değişiklik

Benim bunlar arasında değinmek istediğim, henüz bir hukuk fakültesi öğrencisi olarak ileride sıkıntısını yaşayacağımı düşündüğüm 'Avukatlık Sınavı'...

Yeni kanun Avukatlık kanunun ilk olarak 3. maddesinde yaptığı değişiklikle Avukatlık Sınavından bahsediyor.Buna göre avukatlık mesleğine kabul edilebilmek için gerekli olan 5 şarta;

1-T.C vatandaşı olmak,

2-Türk Hukuk Fkültelerinden birinden mezun olmak veya yabancı memleket Hukuk Fakültelerinden birinden mezun olup da Türkiye hukuk fakülteleri programlarına göre noksan kalan derslerden başarılı sınav vermiş olmak,

3-Avukatlık stajını tamamlayarak, staj bitim belgesi amış bulunmak,

4-Levhasına yazılmak istenen baro bölgesinde ikametgâhı bulunmak,

5-Bu kanuna göre avukatlığa engel bir hali olmamak,

Avukatlık sınavını başarmış olmayı da ekleyerek avukatlığa kabul şartlarını 6'ya çıkartıyor.Daha sonra kanun 5.kısımda 28,29,30
31.maddelerde bu sınavın şeklini ve niteliğini düzenliyor.Yapılan düzenleme ışığında yeni kanunun tam metni:

Madde 28: Avukatlık Sınavı Türkiye Barolar Birliğine ve Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezine yaptırılır.Staj bitim belgesi almamaış olanlar sınava kabul edilmezler.

Madde 29: 'Sınava girecek olanlara, stajyer listesinde yazılı oldukları baro yönetim kurulunca sınav başvuru belgesi verilir ve bunların listesi Türkiye Barolar Birliğibe bildirilir.
Avukatlık sınavında 6 defa başarısızlığa uğrayan stajyer bir daha sınava giremez.Satjyer, haklı ve geçerli bir mazareti olduğunun Türkiye Barolar Birliğince kabulü dışında staj bitim belgesinin verildiği tarihten itibaren 4 yıl içinde sınava giriş haklarının tamamını kullanmak zorundadır.'

Madde 30: Avukatlık sınavının amacı stajyerin meslek kuralları bilgisi ile hukuk ilkelerini ve mevzuat hükümlerini olaylara uygulayabilme yeterliliğini değerlendirmektir.Sınav her yıl iki defa yapılır.Sınav tarihleri bir yılın imkan nistepinde iki eşit kısmına bölünmesi suretiyle tespit edilir.
Sınav tarihlerinin tespiti ve duyurulması sınav konuları,başarı puanı,giderleri gibi konular Türkiye Barolar Birliğince çıkartılacak yönetmelikle gösterilir.

Madde31: Sınav sonuçları Öğrenci Seçme ve Yerlerştirme Merkezi tarafından Türkiye Barolar Birliğine ilgilinin barosuna ve stajyerlere bildirilir.

Görüldüğü üzre kanunun dili oldukça net ve anlaşılır, bu yüzden maddenin içeriğini anlatmak gereksiz..
Ancak bu maddenin yapılmasının nereden icap ettiği, üstünde durulması gerekn bir konu.Özellikle de şu an öğrenci olan ve bu sistemin neler getireceğinden habersiz olan bizler açısından..
Madde 30'dikkatinizi çekerim.Üstüne basa basa açıklıyor ki, bu sınavın amacı stajyerin meslek kuralları bilgisi ile hukuk ilkelerini ve mevzuat hükümlerini olaylara uygulayabilme yeterliliğini geğerlendirmek.Peki ya 4 yıl boyunca okuduğumuz 'Hukuk Fakülteleri'nin amacı ne??Bunları öğretmek ,bu bilgileri vermek vermek zorunda olmak değil mi?

Türkiye'nin her yerinde mantar gibi Hukuk Fakülteleri çoğalıyor.Kimi kampüslerde dersler boş, kiminde ise 250 kişilik anfilerde 500 kişi ders yapıyor.Özel üniversitelerdeki profesörlerin maaşları 2500-3000 dolardan başlarken devlet üniversitelerinde ortalama 500-600 dolar maaş alan ve hiçbir araştırma fonu desteği olmaksızın birşeyler yapmaya çalışan bir avuç idealist, prensiplerine bağlı öğretim görevlileriyle eğitim verilmeye çalışılıyor.Bence eğitimde kaliteyi yükseltmek ya da kaliteli avukatların çoğalmasını sağlamak 'Avukatlık Sınavı' nı çıkarmak değildir.Öncelikle hukuk fakültelerinden başlayarak eğitim düzeyini kaliteleştirmek...

Devletin yapacağı Öğretim elemanlarına daha fazla kaynak ayırarak onları özel üniversitelere muhtaç duruma düşürmemek, iken bu kanunla devlet temel görevlerinden biri olan eğitimden gene feragat ediyor v bu yükü öğrencilerin omzuna yıkıyor.Hukuk fakültelerine 500-1000 arası öğrenci almak yerine 100-200 öğrenci alsalar ve 4 yıl boyunca sistemli ve gerekli bilgiler ışığında eğitim verilse bu sınavla yapılması düşünülen ''Kaliteli avukat ya da Kaliteli hukukçu'' temelden ve kökden sağlanmış olmaz mı??
Kısacası bu sınav maddesinin Türkçe meali''Biz devlet olarak üniversitelerdeki eğitimin yetersiz olduğunu biliyoruz, ancak bunu düzeltmeye ne paramız ne de gönlümüz var, iyisimi siz bu fakülteyi zor da olsa bitirdiğinizde biraz da kendi başınıza evde çalışın(sanki 4 yıl boyunca çalışmıyoruz )tıp kı ÖSS'ye çalışır gibi ve kendi kendizi eğitin.

Gene bu sınav kurumu ile ilginç ve henüz cevabını bulamadığım bir soru geliyor aklıma, peki ''Hukuk Fkültesinden mezun olan birisi bu 6 sınavda da başarılı olamazsa?'' Sanırım bu sorunun cavabını öğrenmek için baronun karşısına böyle bir örnek çıkana kadar beklemek gerekecek.....


kaynakE FACTO dergisi