Mesajı Okuyun
Old 28-11-2007, 18:21   #10
Admin

 
Varsayılan

Hikaye No : 9
Gönderim Tarihi : 22.11.2007 / 19:49

Yazar : Seher
Başlık : Susmak


Çaresiz gözleri ne yapacağını bilmez halde etrafına bakıyordu. Çocuklarının ellerini sanki biri çekip alacak gibi sıkı sıkı tutuyordu. 6 yaşında siyah iri gözleri, lüle lüle saçları olan bir kızı vardı. O da annesi gibi ürkek ürkek etrafına bakıyor. Bir eliyle annesinin elini tutarken diğer eliyle annesinin yamalı soluk yeşil pardesösünü sıkıyordu. Oğlansa esmer tenli kuru zayıf çelimsiz annesinin kucağında uslu uslu otururken etrafa gülücükler saçıyordu. Her iki çocuğunda bakımsız kaldığı belliydi. Genç kadın biri 6 diğeri 3 yaşında 2 çocuk annesi olamayacak kadar küçüktü. Henüz 21 yaşındaydı. Köy yerindeki diğer genç kızlar gibi imam nikahıyla 15 yaşında evlendirilmiş 18’i doldurunca resmi nikah yapılmıştı.Çevresindeki insanlar ne olduğunu anlatması için sorular soruyor o ise her sorudan sonra gözlerini yere dikip susuyordu. Bu sefer ayıp olduğundan değil anlatmaya utandığından susuyordu. Büyüklerinden öyle görmüştü annesi babasından dayak yer susardı , ablası eniştesinden dayak yer susardı. O da her gece babasından dayak yer fakat sesi çıkmazdı. Bir kulağı babasının yumruğu sonucunda sağar olmuştu.Ama o yine de dayak yemeğe devam etmiş ve susmuştu. Susmayıp ne yapacaktı ki köy yerin de babasını şikayet edecek hali yoktu ya. Ablası da babasından az dayak yememişti. Dayak yemek sıradan bir olaydı.

En büyük hayali okuyup köyde öğretmen olmaktı.Bunu da kimseye söyleyemedi kaderi çoktan çizilmiş 15 yaşında kendinden 20 yaş büyük adama sorgusuz sualsiz verilmişti. Sevmeden büyükler kimi uygun görürse evlenmek bu da olağandı. Ablası, halası ve köydeki arkadaşları aile büyükleri kimi uygun gördüyse onlarla evlenmişlerdi. Yine sustu.

6 senede 4 defa hamile kalmıştı. 2 bebeği karnında ölmüş 2’si yaşamıştı.Kayınvalidesi kendine bakmadığı için çocukların öldüğünü söyleyince kocasından dayak yedi. İki çocuğu kendine bakmadığından değil kayınvalidesi yüzünden ölmüştü. Kayın validesi sopayla karnına vurmuş bu nedenle 2 çocuğunu kaybetmişti. Kimseye diyemedi sustu. Kayınvalidesinin niye kendisine kızdığını anlamıyordu. Babasından yediği dayakları anlamadığı gibi.
Kayınvalideden dayak yemekte kocadan eltiden hatta kayınlardan sopa yemekte olağandı. Hayat onun için çoktan bir karar vermişti ve bunu değiştirmesi imkansızdı.21 yaşında 40 yaşında insan silüetine bürünmüş ruhu da bedeniyle birlikte yaşlanmıştı. O yine de kayınvalidesinden dayak yemeye, azar işitmeye, itilmeye kakılmaya, ırgat gibi çalışmaya razıydı razı olmasına da kocasının ölümümden sonra işler değişmişti.Kocası trafik kazasında ölmüş 2 çocuğuyla 21 yaşında dul kalmıştı.

Kocasının ölümünden sonra 2 kaynı birkaç defa taciz etmişti. Bu yüzden babasının evine gitmek istemiş babası kadının yeri kocasının evidir diyerek kızını evine kabul etmemişti.Babasının kendisini istememesinin nedeni neydi? damadının anısına saygısızlık mı etmek istemiyordu yoksa 3 boğaza masraf yapmak zor mu gelmişti.Her zaman olduğu gibi bu tacizleri kimseye söyleyememiş susmuştu.Bir kaç defa 2 çocuğunu alıp gitmeyi düşündü. Ama nereye gidecekti ki? Bu yaşına kadar köyden çıkmamıştı bile. Şehre bile nasıl gidileceğini bilmiyordu.Bilse de parası yoktu. Köy yerinde paraya da gerek yoktu. Yazın tarlada çalışır bütün parayı kayınvalidesi alırdı. Evlenmeden önce de babası.Kayınlarının tacizi dışında baba evinden koca evine değişen bir şey yoktu.Hayatında hiç para harcamamıştı. Çocukken bayramlar da verilen 3-5 kuruş harçlık dışında eline para geçmemişti. Ona da babası el koymuştu.

En sonunda bir gece yarısı 2 kayınbiraderi defalarca tecavüz etmişti. O yine susmaya razıydı ama hamile kalınca kayınvalidesi ve eltileri tarafından evden atılmıştı. Namussuzlukla, ahlaksızlıkla kötü kadın olmakla suçlandı.Kocasının kardeşlerini baştan çıkarmış bir de onlardan çocuk yapmıştı. Kendi ailesi de sahip çıkmayınca muhtarın otobüs biletini almasıyla 2 çocuğunu alarak büyük şehirlerden birine kendini attı.

Hayatında ilk defa otobüse binerken, doğup büyüdüğü köye elveda derken içinde en ufak üzüntü yoktu. Kimsesizlik onun için adeta bir zaferdi. Genç yaşta bedenini kara toprağa gömen geçmişinden kurtulmuştu.

Muhtarın verdiği adresteki adam sayesinde kadın sığınma evine yerleşmişti.2 çocuğunu yanından ayırmak istemiyordu. Tek isteği karnındaki bekten bir an önce kurtulmaktı.Belki kader ona da güler çalışır para kazanır çocukları kendisi gibi olmazlardı. En çok kızına baktığında içi acıyordu. 6 yaşındaki kız çocuğu bütün olanların farkındaydı.2 çocuğu olmasa her şeyden vazgeçerdi ama 2 çocuğunu tek başına bırakmak istemiyordu.

Avukat Nihal genç kadını en sonunda konuşturmayı başarmıştı.

-Şimdi kayınlarınız için suç duyuruda bulanacaksınız

Genç kadın yine gözlerini sabit noktaya dikmiş susuyordu.

-Kürtaj için Savcı’nın izin vermesi gerekiyor anladığım kadarıyla 10 haftayı geçirmişsiniz.

Hastaneden genç kadının 16 hafta hamile olduğuna dair rapor alındı. Fakat rapor kaybolmuştu. 1 hafta arandıktan sonra dosyaya kondu. Fakat Savcı izne çıkmıştı. 1 hafta da Savcı’nın izinden dönüşü beklendi. Rapor dosyadaydı ve Savcı gelmişti. Fakat Savcı olayın başka ilin sınırı içine giren köyde işlendiğini bu nedenle yetkisi olmadığını söyleyerek dosyayı yetkisizlik kararı vererek gönderiyordu.Dosyanın 1500 km uzakta başka şehre ulaşması en az 10 gün sürerdi.Bu da 20 haftanın dolması demekti. En sonun da dosya yetkili Mahkeme’ye ulaştı ve hakimden gerekli izin alındı.

Genç kadın geçmişin bütün seslerini bırakarak hastane kapısından çıkarken ilk defa gördüğü güneşe, sarıya ve yeşile Merhaba diyordu .