Mesajı Okuyun
Old 05-04-2007, 15:40   #21
Av.Duran Küçüköner

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi

Esas : 2003/3892
Karar : 2003/5990
Tarih : 24.04.2003

ÖZET : Boşanmanın eki niteliğindeki tazminat talepleri boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muacceliyet kazanacağından, faizin tazminatın kesinleşmesi gününden başlatılması doğru değildir.

(4721 sayılı MK. m. 174) (818 sayılı BK. m. 72, 103) (3095 sayılı Faiz K. m. 2)

KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda gün numarası gösterilen hüküm tazminat , faiz ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.

1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacının faiz başlangıcı ile ilgili temyizine gelince; boşanmanın eki niteliğindeki maddi tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesi ile istenebilir (muaccel) hale geleceği nazara alınmadan hüküm altına alınan iki milyar TL. maddi tazminat için karar kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir. Ancak bu yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın bu bölümünün düzeltilerek onanması yönüne gidilmiştir.

SONUÇ: Temyize konu kararın hüküm fıkrasının üçüncü paragrafındaki “karar kesinleştiği ” sözlerinin hükümden çıkarılmasına, bunun yerine “ boşanma hükmünün kesinleştiği ” sözlerinin yazılmasına, kararın bu bölümün düzeltilmiş şekli ile, temyize konu sair bölümlerinin ise 1. bentteki sebeplerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcını yatıran davacıya geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.04.2003

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

Esas : 2002/17178
Karar : 2002/18298
Tarih : 24.09.2002


KARAR METNİ :
YARGITAY İLAMI

Yukarıda gün ve numarası yazılı merci kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Takip dayanağı ilamda, faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde, karar gününden itibaren faiz istenebilir. Ancak, hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde ise; ilamda yer alan eklentilerde (boşanma ilamındaki tazminat istemi) ilamın kesinleştiği tarihte istenebilir hak geleceğinden faiz, kesinleşme gününden takip gününe kadar hesaplanmalı ve itiraz bu kurallar çerçevesinde değerlendirilmelidir. HUMK.nun 443/4. maddesi gereğince; boşanma ilamında yer alan tazminatın tahsil edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi zorunlu olup, somut olayda da yukarıdaki kuralın uygulanması icap eder.

Ancak, icra emrini düzenleyen memur, sonradan borçlunun başvurusu üzerine kendi işlemini ortadan kaldırmaz. Borçlu, İİK.nun 33. maddesi gereğince, süresinde Merci Hakimliğine başvurmadığı için ve niteliği itibariyle faize yönelik başvuru süreye tabi olduğundan, icra emrinde yazılı miktar mevcut hali ile kesinleşmiştir. O halde, alacaklı vekilinin isteminin kabulü yerine reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.9.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

Esas : 2002/21109
Karar : 2002/22730
Tarih : 07.11.2002


KARAR METNİ :
YARGITAY İLAMI

Yukarıda gün ve numarası yazılı merci kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı hakkında bir hüküm bulunmaması halinde, karar gününden itibaren faiz istenebilir.

Ancak, hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde ise faizin kesinleşme gününden itibaren hesaplanması gerekir.

Somut olayda, boşanma ve nafakaya ait ilamın kesinleşmesinden sonra hükmedilen maddi ve manevi tazminata ait mahkeme kararı takibe konulmuştur.

Bu halde infazı istenen ilamın kesinleşmesi gerekmediğinden, Mercice faiz başlangıcının yukarda açıklanan ilkeye göre karar gününden itibaren dikkate alınarak hesaplamanın yapılması yerine yazılı biçimde takip tarihinin esas alınması isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile merci kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 7.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

Esas : 2003/15858
Karar : 2003/19864
Tarih : 13.10.2003


KARAR METNİ :
YARGITAY İLAMI

Yukarıda gün ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içerisinde temyizen tetkikinin borçlu vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.

Takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde, karar gününden itibaren faiz istenebilir. Ancak, hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde ilamda yer alan eklentiler de, ilamın kesinleştiği tarihte istenebilir hale geleceğinden, faizin kesinleşme gününden takip gününe kadar hesaplanması ve itirazın bu kurallar çerçevesinde değerlendirilmesi gereklidir. Somut olayda, boşanma ile birlikte verilen maddi tazminata ait karar, 13.1.2003 gününde kesinleştiğine ve boşanmanın eklentisi olduğuna göre bu bölüm için alacaklı, işlemiş faizi kesinleşme gününden itibaren başlatabilir. O halde, hesaplamanın buna göre yapılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken infazının istenmesi için kesinleşmesi gerekli olmayan ilamlarla ilgili kurala göre hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.