6-7 eylül olayları daha patlak vermemiş, Sirkeci-Halkalı tren hattı henüz açılmamıştı biz doğduğumuzda.

On yaşında idik MİT kurulduğunda, insanoğlu uzayda ilk yürüdüğünde de.

Yirmimizdeydik MC hükümeti kurulduğunda. Bedri Rahmi EYÜBOĞLU, Necdet TOSUN ve Danyal TOPATAN sağdı o zaman. Atatürk’ün eşi Latife Hanım yaşıyordu daha. Nüfusumuz 40 milyondu.

Turgut ÖZAL” Dünyanın en fakir başbakanı benim” dediğinde , Mehmet Ali AĞCA “Ben Allah’ın oğluyum “ diye bağırdığında, “Ezan Türkçe okunsun” diyen DGM Savcısını Alparslan TÜRKEŞ azarladığında otuz yaşındaydık. Çocuklarımız bize “baba 30 olmuşsun” dediği o yıl göçmüştü gür sesli Ruhi SU.

Sadri ALIŞIK giderken, SHP ile CHP birleşirken, Ankara Valiliği, Belediye Meclisinin, Ankara’nın sembolü olan Hitit Güneşi’ni değiştirme kararını reddederken, Milli takım ilk kez Avrupa Futbol Şampiyonasına katılma hakkı elde ederken biz kırkı bulmuştuk.

(Yanlış hatırlamıyorsam , sigarayı yeni bıraktığımda THS ile tanışmıştım, AKP de o yıl tek başına iktidar olmuştu.)

Biz elli olduğumuzda, içeride Devlet Tiyatroları Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Lemi BİLGİN görevinden alınmıştı (Verdiği hukuk savaşı sonucu hala görevde), Teslim Vodafon’a satılmış, Mehmet AĞAR DYP başkanı olmuş, dışarıda da AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamıştık. Biz 26 yaşımızda iken AĞCA’NIN vurduğu Papa, o yıl ölmüştü. Bize bugün kurşun sıksalar -bu hesapla- 81 yaşında mı ölürüz? Vuran olmazsa dahi ülkenin bugünkü koşullarında 81’i bulur muyuz?

Elli bizi yemeden biz elliyi yemişiz, yediğimiz elliye yedi eklemişiz.
Elliyedinci yaşınız kutlu olsun. Mutlu kalın Üstadım.
Selam ve sevgi ile.


"Nazıma nesir karıştırdım affola"