Mesajı Okuyun
Old 04-01-2010, 22:36   #156
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan didem kunal
Sayın DEMİREL in de ifade ettiği gibi erkek, evleneceği kadında bekareti aramışmı evlenirken aramamış mı? kadına sormuş mu bakiremisin diye sormamılmıdır?

Sayın Kunal,

Varacağımız noktada aynı fikirde isek de, ben böyle ifade etmiyorum. Erkek bunu soramaz ve sorgulatamaz, diyorum. Bunu da eskisinden yenisine geçişi bol sancılı olan (Daha da olacağa benzeyen), yeni yasal düzenlemeleri dayanak alarak söylüyorum.

Kadın, sadece kadındır. Erkek, sadece erkektir. Erkek için yüzyıllar öncesinde tarihe karışmış ve aranılması akla dahi gelmeyen bekaret kavramı, kadın için de -Şimdilik yasa nezdinde- tarihe terkedilmiştir. İnsanları beyinleri ve fikirleriyle ne yaptıklarıyla değil, bedenleri ile yargılayan ortaçağ zihniyetini yeni yetme aşma sancıları yaşayan Türk toplumunda daha ziyadesiyle karmaşa yaşanacaktır. Yasalar fikirlere ve kökleşmiş zihniyetlere bol geldiği ölçüde, yasaları uygulayanların dahi zihinleri daha çok karışacaktır. İnsanı insan tahtında değerlendirme yeteneği gelişmedikçe, dahası sindirilmedikçe, tüm yasaların karşı olamayacağı AY.m.10 laf-ı güzaf kalacaktır.

Burada savunduğum ve dayandığım, mevcut yasal düzenleme olduğu kadar, kadının miligramlık bir oluşum tahtında kutsanmasına ya da aşağılanmasına, taçlandırılmasına yahut dışlanmasına karşı durmaktır. Ayşe evlenmeden önce de Ayşe'dir, boşandıktan sonra da. Ayşe evlenmeksizin sevdiğiyle birlikte olmadan önce de Ayşe'dir, sonra da. Hiç kabahatsiz tecavüze uğrayan Ayşe yine aynı Ayşe'dir, suçun öncesinde de, sonrasında da. Tüm bunlar, ancak o miligramlık oluşuma izafe edilen etiket kadar yaşamını değiştirecektir. O miligramın pahada ağır sarkacında lincine de, itilmesine de, hor görülmesine de, taçlandırılması yahut kutsanmasına da neden olacaktır.

Şimdi size sormak isterim, kız çocuklarımızın geleceklerini ne belirlesin? Akibeti insanı insan potasında eritmekten aciz zihinlerin elinde birer oyuncak mı olsunlar, yoksa beyinleri ve eyledikleriyle anılan, kutsanıp taçlandırılmaları suskunlukları ve edilgenlikleriyle değil, eyledikleriyle ölçülen bireyler mi olsunlar?

Saygılarımla.