Mesajı Okuyun
Old 04-09-2010, 12:52   #196
bona fides

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sayın bona fides,
Yazdıklarınız bazı hatalar içeriyor:
"(A) aynı zamanda malik şirket (Ş) nin sahibi ve temsilcisi." demişsiniz. Şirketlerin sahibi olmaz, ortağı olur. Bu nedenle A'nın taşınmazın maliki olduğu yönünde yazdıklarınız bu hatadan nasibini almış. Sözleşmenin tarafları K ve Ü'dür. Bu konuda ihtilaf yok. Yazdıklarınızı K, önce Ü adına A'ya kiraları ödüyor, sonra Ş'nin malik olduğunu öğrenince Ş adına temsilcisi A'ya ödeme yapıyor diye anlıyorum. Ü'nün K'ya "kiraları Ş'ye öde" diye bir beyanı yoksa, kiraların yine Ü'ye (ya da baştan beri olduğu gibi Ü adına A'ya) ödenmesi gerekirdi. Bu arada ödenmeyen kira bedelleri olduğuna göre Ü'nün bu kira bedellerini talep etmesinde, temerrüt nedeniyle tahliye talebinde bulunmasında bir gariplik yok bence.

Yanıtlar için teşekkürler herkese. Şirketlerin sahibi yoktur hukuken, elbette biliyorum. Ben uygulamaya göre söyledim bunu, hepimizin bildiği üzere gerçek anlamda ortaklardan oluşan şirketler çok azdır, genelde şahısların sadece şirket avantajlarını kullanmak için kurduğu ve neredeyse şahsında temsil ettiği şirketler söz konusudur. Somut olaydaki durum da böyle olduğu için böyle ifade ettim. Burada benim M.K. 2 yi ileri sürmemin nedeni de şudur; kiracı (K) ile görüşme yapan (Ş) şirketinin yöneticisi ve pay oranı en yüksek ortağı "sahibi demiyorum madem bu sefer " (A) ve bu taşınmazın (Ü) ye ait olduğunu söylüyor. (Ü) ye vekaleten de sanki taşınmaz (Ü) ye aitmiş gibi kira sözleşmesi imzalıyor. Bu kiralanan taşınmaz 10 yıl süre ile ve otel yapılmak üzere kiralanıyor. Sözleşmeye tapuda şerh şartı da mevcut. Ancak bir türlü tapuya şerh gerçekleşmeyince kiracı (K) tapu bilgilerini araştırıyor ve taşınmazın (Ş) şirketine ait olduğunu ve üzerinde (Ş) şirketinin vermiş olduğu 1.400.000,00 TL ipotek ve bir kısım hacizler olduğunu öğreniyor. Belki de baştan bu ayrıntıyı belirtmediğim için M.K. 2 den neden bahsettiğim anlaşılmadı. Bu yüzden kiracı (K) nın kandırılması söz konusu olayda. Gerçi dediğim gibi mahkeme bu hususları hiç dikkate almadı ve bize yemin teklif edip etmeyeceğimiz konusunda kesin süre verdi, ancak hukuki dayanaklarını tam olarak oturtamamış olsamda ben burada bir hakkaniyetsizlik olduğu kanaatindeyim. Saygılarımla...