Sayın sahinaydın, İdare Hukuku bilgilerim çok iyi değil; ancak yine de -bilgilerim çerçevesinde- birkaç şey söyleyeyim. İYUK m.2 gereğince, ilgili idari işlem hakkında hangi yönlerden dava açılabileceği belirtilmiş. Sanırım, tartışmamızı istediğiniz nokta; yetki, şekil, sebep ve konu ögeleri bakımından hukuka aykırılığın olup olmadığı değil. Bu bakımdan maksat ögesi bakımından hukuka aykırılığın olup olmadığını tartışırsak:

Alıntı: Yönetsel kuruluşlar, kendilerine tanınan yetkileri, ancak kamu yararı için kullanabilir. Bu anlamda, yönetsel işlemin amacı geneldir ve değişmez. ... Devlet yetkilerinin kamu yararı dışında kullanılması, işlemi amaç yönünden sakatlar; işlemin iptalini gerektirir. ... Amaç yönünden hukuka aykırılık durumlarına, yalnız bireysel işlemlerde karşılaşılmaz; düzenleyici işlemlerde de karşılaşılır. ... Amaç yönünden hukuka aykırılık ileri sürüldüğünde, yargı yeri, işlemi yapan kamu görevlisinin niyetini araştırmak zorundadır. Yönetim, bu işlemi hangi amaç için yapmıştır? Kamu yararı dışında, başka bir amaç gütmüş müdür? Yönetsel yargı yerinin, "maksat" yönünden yargı denetimini yaparken, bu soruların üzerinde durması, bunlara yanıt araması gerekir. ... Tüm bu bilgilerin yanında sorumuza has olarak şu konuya da değinmek gerekmektedir. Amaç yönünden hukuka aykırılığın sınırları Bağlı yetki: Bağlı yetki durumunda, amaç yönünden hukuka aykırılıktan söz edilemez. İşlem, kamu yararı dışında bir amaç için kullanılmış olsa bile, amaç yönünden işlemi iptal etme olanağı yoktur. Çünkü bağlı yetkide, işlemin konusu önceden yasa ile belirlenmiştir. Başka bir deyişle, bağlı yetkide, işlemi yapanın seçme hakkı yoktur; belli bir karar alma zorundadır. Güdülen amacın hukuka aykırı olması, sonucu etkilemez.

Not: Yukarıya alıntıladığım kısım, Şeref Gözübüyük Hoca’nın, Yönetsel Yargı Kitabı’nın 24.Basısından alınmıştır.

Yukarıdaki açıklamalar, özellikle de bağlı yetki durumuna ilişkin olarak yapılan açıklamalara dayanarak, ilgili işlemin amaç yönünden hukuka aykırı olmadığını söylemek isterim.

Saygılarımla