Mesajı Okuyun
Old 05-01-2010, 10:09   #6
Derya DEMİR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gursan
Olayda bir gariplik var sanırım. Şikayetçi taraf "iddianamenin hazırlanmasından önce" İBRANAME verdiği halde, yargılama aşamasınd suçtan zarar gördüğünden bahisle şikayetini sürdürüyor ve KATILAN sıfatını kazanıyor.Ve sanık suç konusu çeklerle ilgili olarak elinde olan ibranameyi mahkemeye sunmuyor!
Gerek 3167 sayılı yasa, gerekse 5941 sayılı yasa çek bdelinin ödenmesi halini "CEZASIZLIK" nedeni olarak düzenlemiştir. Anlaşıldığı kadarıyla dosya Yargıtay'da olmakla yerel mahkemenin bu gün için yapacağı bir şey bulunmamaktadır. İbranamenin temyiz dilekçesine eklenmiş olması veya ek dilekçe ile Yargıtay'a iletilmek üzere hümü veren makemeye sunulmaı gerekir. Yeni yasanın yürülüğe girmesinden sonra Yargıtay'ın "yeni yasadaki lehe hükümlerin tatışılıp yeniden değerlendirme yapılması için" dosyayı yerel mahkeye iade etmesi gerekir. (bildiğim kadarıyla Yargıtay bu yönd uygulamaya henüz başlamadı) Dosyanın Mahkemesine iadesinden sonraki aşamada İBRANEME ibraz edildiğinde mahkeme şikayetçiyi dinleyerek ibraname altındaki imzanın kendilerine ait olup olmadığını tespit ettikten sonra gerekli kararı vermelidir. İbraname altındaki imza şikayetçiye ait ise; yeni yasaya göre "etkin pişmanlık", dolayısıyla "cezasızlık" hali olduğu gibi, yargıtay ceza kararını onaylasa bile yargılamanın iadesi nedenidir.
Saygılarımla...

Merhaba Sn. Gürsan.
Öncelikle şunu belirteyim dosya henüz Yargıtay' a gitmedi. Karar 29.12.2009 tarihinde verilmiş. Sanık duruşmaya katılmadığından karar da henüz tebliğ edilmediğinden, temyiz süresi de başlamış değil.

Bu nedenle de önce Yerel Mahkemeye talebimi iletmem, uygun görmediği taktirde ise temyiz yoluna başvurmam daha doğru görünüyor gibi. Katılan vekilininin durumdan haberdar olmama durumu mümkünse de çeklerin icra takibine konu olmaması da kötü niyetin varlığına duyduğum şüpheyi kuvvetlendiriyor!