Mesajı Okuyun
Old 25-09-2006, 22:18   #5
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

**************
BAĞ-KUR SİGORTALILIĞININ TESBİTİ TALEBİ -İYİNİYET KURALLARINA AYKIRILIK
KAYIT NO : 71355
**************
Esas Yılı : 2004
Esas No : 10864
Karar Yılı : 2005
Karar No : 2310
Karar Tarihi : 14.03.2005
Daire No : 21
Daire : HD
**************
ÖZET : Davacının giriş bildirgesini vermesi sonrasında Bağ-Kur'un Anayasadan kaynaklanan Sosyal Güvenlik ödevinin zorunlu sonucu olan inceleme araştırma görevini yerine getirmediği, kayıt ve tescilin kurumun kusurundan meydana geldiği, 12.10.1995 tarihinde verilen İB formunda kayıtlarla ilgili bilgiler açıkça yer almasına karşılık kurumca yine hiçbir işlem yapılmadığı, tescilin yapılmasından ve primlerin ödenmesinden yıllar sonra sigortalılığın iptalinin doğru olmadığı, ihtilaflı dönemde her ne kadar 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi koşulları oluşmamış ise de, primleri uzun süre kullandıktan ve davacıya Sosyal Güvenlik yönünden ümit verdikten sonra yaşlılık aylığı talebine yakın bir zamanda sigortalılığın iptal edilmesinin Medeni Kanunun 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralları ile de bağdaşmadığı 1982-1993 tarihleri arasındaki primler ödendiğinden söz konusu sürenin sigortalı süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği ortadadır.
**************
(1479 S. K. m. 24) (4721 S. K. m. 2)
DAVA : Davacı sigortalılık başlangıç tarihinin 20.4.1982 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Davacı, 20.4.1982-30.6.1993 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmesi aşağıdaki gerekçelerle doğru görülmemiştir.
Davacının vergi kaydı 30.4.1981-12.8.1981 tarihleri arasında olup, meslek kuruluşu ve sicil kayıtları bulunmamaktadır. Davacı tarafından kurum kayıtlarına 13.4.1992 tarihinde intikal ettirilen giriş bildirgesi ile vergi dairesine kayıt tarihinin 30.4.1981 tarihi olarak gösterilmesi sebebiyle 20.4.1982 tarihinden itibaren geriye yönelik olarak tescilinin yapıldığı ve davacının bu süreye ilişkin tüm primleri 15.4.1992-30.6.1993 tarihleri arasında ödediği, 12.10.1995 tarihinde kurum kayıtlarına giren İB formunda açıkça vergi kaydının 12.8.1981 tarihinde sona erdiğinin, oda ile sicil kayıtlarının mevcut olmadığının gösterildiği ve 21.10.2002 tarihinde de Bağ-Kur sigortalılığının iptal edildiği dosyadaki yazı ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davacının giriş bildirgesini vermesi sonrasında Bağ-Kur'un Anayasadan kaynaklanan Sosyal Güvenlik ödevinin zorunlu sonucu olan inceleme araştırma görevini yerine getirmediği, kayıt ve tescilin kurumun kusurundan meydana geldiği, 12.10.1995 tarihinde verilen İB formunda kayıtlarla ilgili bilgiler açıkça yer almasına karşılık kurumca yine hiçbir işlem yapılmadığı, tescilin yapılmasından ve primlerin ödenmesinden yıllar sonra sigortalılığın iptalinin doğru olmadığı, ihtilaflı dönemde her ne kadar 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi koşulları oluşmamış ise de, primleri uzun süre kullandıktan ve davacıya Sosyal Güvenlik yönünden ümit verdikten sonra yaşlılık aylığı talebine yakın bir zamanda sigortalılığın iptal edilmesinin Medeni Kanunun 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralları ile de bağdaşmadığı 1982-1993 tarihleri arasındaki primler ödendiğinden söz konusu sürenin sigortalı süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği ortadadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.

**************
İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILIK - VERGİ KAYDI BULUNMADAN BAĞ-KUR'A PRİM ÖDEME- SİGORTALI SAYILMA- YAŞLILIK AYLIĞI TALEBİ- İYİNİYET- KENDİ ADINA VE HESABINA BAĞIMSIZ ÇALIŞMA
KAYIT NO : 78092
**************
Esas Yılı : 2005
Esas No : 2501
Karar Yılı : 2005
Karar No : 5915
Karar Tarihi : 30.05.2005
Daire No : 10
Daire : HD
**************
ÖZET ? Davacının 07.06.1984-22.03.1985 tarihleri arasında vergi kaydı yoktur. Ancak, bu dönemde mahkeme; davacının gelir vergisinden muaf olup, kanunla kurulu meslek kuruluş kaydı dolayısıyla kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunup bulunmadığı konusunda davacıdan delillerini sormamış ve gereken araştırma yapılmamıştır. Yine davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı 01.05.1986 tarihinde davalı kuruma davacının bir prim borcu yoktur. Vergi kaydı 07.06.1984 tarihinde sona erdikten sonra, davacı Kuruma 31.08.1984, 28.12.1984,29.05.1985,24.09.1985, 30.12.1985, 15.04.1986 tarihlerinde prim ödemesinde bulunmuştur. Bu prim ödemeleri dolayısıyla vergi kaydı bulunmayan ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan dönem bakımından davacının 1479 sayılı Kanunun 79. maddesine göre, isteğe bağlı sigortalı kabul edilmesi gerektiği düşünülmeden karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, bu dönemde aldığı primleri uzun süre kullanıp daha sonra sigortalılıktan saymaması öncelikle Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesi bulunan iyiniyet kuralına ve 17 yıl sonra yaşlılık aylığını bu sebeplerle kesmesi sosyal güvenlik ilkelerine uygun düşmemektedir.
İş bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
**************
(1479 S. K. m. 24, 79) (4721 S. K. m. 2)
DAVA : Davacı, davalı Kurum işleminin iptali ile Bağ-Kur sigortalılığının tespitine ve yaşlılık aylığının devamına, Kuruma borçlu olmadığının saptanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi N.Ş. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Davacı, davalı Kurum tarafından 01.05.1986 tarihinde bağlanan yaşlılık aylığının, 13.11.2003 tarihli Kurum yazısı ile kesildiğini, işlemin iptalini, yaşlılık aylığının devamını, Kuruma toplam 20.720.866.221.-lira borçlu bulunmadığının tesbitini istemiştir.
Davacı, Kuruma verdiği 30.01.1973 tarihli işe giriş bildirgesi ile; 07.12.1959 tarihinde başlayan İstanbul Ticaret Odası kaydına istinaden 01.10.1972 tarihi itibariyle Bağ-Kur'a 5. basamaktan kayıt ve tescil edilmiştir. Oto alım-satım ve tamir işinden dolayı 01.01.1959 tarihinde başlayan vergi kaydı işini terk nedeniyle 07.06.1984 tarihinde sona ermiştir. Bağ-Kur 07.06.1984 tarihinden yaşlılık aylığının bağlandığı 01.05.1986 tarihine kadar zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının bulunmadığını belirterek yaşlılık aylığını iptal etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık, 07.06.1984-01.05.1986 tarihleri arasında davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının bulunup, bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
14.03.1985 tarihinde kabul edilip, 22.03.1985 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 3165 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı Kanunun 24.l-a maddesinde kimlerin Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları gösterilmiştir.
Bu maddeye göre;
"Kanunla ve kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
a )-Esnaf ve Sanatkarlar, tüccar, sanayici ve borsa ajan ve acenteleri, mimar ve mühendisler, sigorta prodüktörleri ve eksperleri, eczacılar, tabipler, veterinerler, gümrük komisyoncuları gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkar siciline kayıtlı bulunanlar veya Kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar ... " sigortalı sayılmaktadır. Bu kural uyarınca, 22.03.1985-30.04.1986 tarihleri arasında davacının Kanunla kurulu meslek kuruluş ve Esnaf ve Sanatkar sicili kaydı dolayısıyla vergi kaydı bulunmasa bile, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğu kabul edilmelidir. Öte yandan, vergi kaydının sona erdiği 07.06.1984-22.03.1985 tarihleri arasında davacının sigortalı sayılıp sayılmayacağı, 2654 sayılı Kanunun 6. maddesiyle değişik 1479 sayılı Kanunun 24. maddesi gözetilerek bir sonuca varılmalıdır. 2654 sayılı Yasayla değişik 24. maddeye göre;
"Kanunla ve kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
a) Esnaf ve Sanatkarlar, tüccar, sanayici ve borsa ajan ve acenteleri, mimar ve mühendisler, sigorta prodüktörleri ve eksperleri, eczacılar, tabipler, veterinerler, gümrük komisyoncuları gibi kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar,
b) Kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar sigortalı sayılmaktadır.
Davacının 07.06.1984-22.03.1985 tarihleri arasında vergi kaydı yoktur. Ancak, bu dönemde mahkeme; davacının gelir vergisinden muaf olup, kanunla kurulu meslek kuruluş kaydı dolayısıyla kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunup bulunmadığı konusunda davacıdan delillerini sormamış ve gereken araştırma yapılmamıştır. Yine davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı 01.05.1986 tarihinde davalı kuruma davacının bir prim borcu yoktur. Vergi kaydı 07.06.1984 tarihinde sona erdikten sonra, davacı Kuruma 31.08.1984, 28.12.1984,29.05.1985,24.09.1985, 30.12.1985, 15.04.1986 tarihlerinde prim ödemesinde bulunmuştur. Bu prim ödemeleri dolayısıyla vergi kaydı bulunmayan ve taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan dönem bakımından davacının 1479 sayılı Kanunun 79. maddesine göre, isteğe bağlı sigortalı kabul edilmesi gerektiği düşünülmeden karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, bu dönemde aldığı primleri uzun süre kullanıp daha sonra sigortalılıktan saymaması öncelikle Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesi bulunan iyiniyet kuralına ve 17 yıl sonra yaşlılık aylığını bu sebeplerle kesmesi sosyal güvenlik ilkelerine uygun düşmemektedir.
İş bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ ? Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.05.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.

Bunlarla başlayalım isterseniz! Aksi yönde olan kimi kararlar da var. Olay üzerinden değerlendirerek, olayımıza benzeyen ve benzemeyen yönlerini değerlendirip bir sonuca varabiliriz belki..