Mesajı Okuyun
Old 17-04-2013, 13:24   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Faris
Herkese merhaba. Ben siz değerli hukukçu arkadaşlarıma bir soru sormak istiyorum.Takibi şikayete bağlı bir suç kapsamında soruşturma evresinde şikayetçi olan müşteki, iddianame düzenlenip kamu davası açıldıktan sonra henüz katılan sıfatını almadan vefat etmiştir. Bu durumda hakim yargılamaya devam eder mi, yoksa davanın düşmesine mi karar vermelidir? Bu durumda kamu davasının yürütülmesinde kamunun menfaati var mıdır? Bu konuyla ilgili bilgilerinizi ve emsal bir karar eğer elinizde varsa paylaşmanızı saygılarımla rica ederim.

Şikayetçi şikayetten vazgeçmeden öldüğüne göre kamu davası devam eder.

Örnek içtihatlar aşağıdadır:

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
2008/30475 E.
2009/30297 K.

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Şikayetçi Ş., soruşturma evresinde sanıktan şikayetçi olduğunu açıklamıştır. Şikayetçi, kovuşturma aşamasında ifadesi alınmadan ölmüştür. 5237 sayılı TCK'nın 64. maddesinde, sanığın ölmesi halinde davanın düşürülmesi kurumu düzenlendiği, 5271 sayılı CMK'nın 243. maddesinde öngörülen düzenleme ise; katılanın, katılma kararından sonraki bir süreçte şikayetinden vazgeçmesi veya ölmesi halinde katılmanın hükümsüz kalacağına ilişkindir. Bu düzenlemede ayrıca mirasçıların da katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilecekleri de öngörülmüştür. Görülüyor ki, getirilen bu düzenlemeyle şikayetçinin davaya katılmadan önce ölümü halinde davanın düşürülmesinin öngörülmediği, yalnızca ölüm halinin katılma kararını hükümsüz hale getireceğinin ifade edildiği, anılan düzenlemeyle şikayet hakkının sona ermeyeceği, çünkü şikayet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, somut olaya göre, soruşturma evresinde açıkça şikayetçi olduğunu bildiren Ş.'in duruşma sırasında henüz dinlenmeden önce öldüğü ve şikayetinden vazgeçmediği halde, CMK'nın 243. maddesi yanlış yorumlanarak yazılı biçimde sanık hakkındaki davanın düşürülmesine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, o yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri İncelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 23.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
2010/8418 E.
2010/28858 K.

5237 sayılı TCK’nın 131. maddesinin 2. fıkrasında mağdurun şikayetçi olmadan önce ölmesi halinde, ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu ile eş veya kardeşlerinin şikayette bulunabileceklerini, 5271 sayılı CMK’nın 243. maddesinin ise, katılanın ölmesi halinde katılmanın hükümsüz kalacağı ve mirasçılarının katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabileceklerinin düzenlendiği, 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesindeki düzenlemenin sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürüleceğini öngördüğü ve şikayetçinin ölmesi halinde kamu davasının düşürüleceğine dair bir düzenleme içermediği gözetilerek; şikayetçi K.'in soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı hakaret ve sair tehdit suçları nedeniyle, vekili tarafından verilen 27.07.2005 tarihli dilekçe ve soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısına verdiği 03.08.2005 tarihli ifadesinde, sanık hakkında şikayetçi olduktan sonra kamu davası açıldığı ve şikayetçinin kamu davasına katılmadan ve şikayetinden vazgeçmeden öldüğünün anlaşılması karşısında; yargılamaya devam ile esas hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, şikayetçinin öldüğü gerekçesiyle yazılı şekilde davanın düşürülmesine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, o yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 19.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.