Mesajı Okuyun
Old 09-03-2013, 15:30   #25
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/13126
K. 2013/244
T. 14.1.2013

• BOŞANMA ( Davacı Kadının Başka Biri İle Yaşadığı ve Ondan Çocuğu Olduğu/Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığı - Davalıya Kocaya Atfı Mümkün Hiçbir Kusur Gerçekleşmediği/İsteğin Reddi Gerektiği )

• DAVACININ TAM KUSURLU OLMASINA RAĞMEN BOŞANMA DAVASI AÇMASI ( Davacı Kadının Başka Biri İle Yaşadığı ve Ondan Çocuğu Olduğu - Boşanmaya Karar Verilebilmesi İçin Davalının Az da Olsa Kusurunun Varlığı ve Bunun Belirlenmesi Gerektiği/Boşanmaya Karar Verilemeyeceği )

• BOŞANMA DAVASI AÇMADA KUSUR ( Boşanmayı İsteyebilmek İçin Tamamen Kusursuz ya da Az Kusurlu Olmaya Gerek Olmayıp Daha Fazla Kusurlu Bulunan Tarafın Dahi Dava Hakkı Bulunduğu - Boşanmaya Karar Verilebilmesi İçin Davalının Az da Olsa Kusurunun Varlığı Gerektiği )

• KADININ BAŞKA BİRİ İLE YAŞAMASI ( Kadının Tam Kusurlu Olduğu/Evlilik Birliği Temelinden Sarsılmış Olsa da Davalı Kocanın Kusuru Olmadığı - Boşanmaya Karar Verilemeyeceği )

4721/m.166

ÖZET : Davacı kadının başka biri ile yaşadığı ve ondan bir çocuğunun olduğu anlaşılmaktadır. Boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadın tam kusurludur. Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. İsteğin reddi gerekirken boşanmaya karar verilmesi hukuka aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Toplanan delillerden davacı kadının başka biri ile yaşadığı ve ondan bir çocuğunun olduğu anlaşılmaktadır. Boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadın tam kusurludur. Davalıdan kaynaklanan boşanmayı gerektirir maddi bir hadisenin varlığı da kanıtlanmamıştır.

Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. ( TMK.md.166/2 )

Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 14.01.2013 tarihinde karar verildi.

Kazancı