Mesajı Okuyun
Old 28-10-2013, 23:08   #19
Av.Tülay Bingöl

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3.HUKUK DAİRESİ
Esas No.2003/12252
Karar No.2003/12220
Karar Tarihi:14.10.2003

4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/182/2/330

>ANLAŞMALI BOŞANMA
>İŞTİRAK NAFAKASI
>NAFAKA İSTENMEMESİ
>ÇOCUĞUN BAKIM VE EĞİTİM GİDERLERİ

ÖZET
ANLAŞMALI BOŞANMA İLE İŞTİRAK NAFAKASI İSTENMEMİŞ OLSA BİLE SONRADAN BU İSTEM GÜNDEME GETİRİLEBİLİR. MAHKEMECE BU YÖN KABUL EDİLMEKLE BİRLİKTE DAVACI BABANIN ÇOCUĞUN BAKIM VE GÖZETİMİ ( BİLEREK VE İSTEYEREK ) ÜSTLENMESİ VE DE EKONOMİK DURUMU DAVACIYA GÖRE DAHA ZAYIF OLAN DAVALI ANNEDEN İŞTİRAK NAFAKASI İSTENMESİNİN HAKSIZLIK OLDUĞU YÖNÜNDEKİ GEREKÇE İSE YASAL DAYANAKTAN YOKSUNDUR. HER NE KADAR DAVALI ANNENİN EKONOMİK DÜZEYİ DAVACI BABAYA GÖRE DAHA DÜŞÜK İSE DE ÖĞRETMEN OLAN DAVALININ SOSYAL VE EKONOMİK “GÜCÜ” ORANINDA KÜÇÜĞÜN BAKIM VE EĞİTİM GİDERLERİNE KATKIDA BULUNMASI ZORUNLUDUR. DAVALININ TESPİT EDİLEN EKONOMİK DURUMU SADECE NAFAKANIN MİKTARINI TAYİNDE ROL OYNAR.

DAVA :
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR :

Davada, velayeti kendinde bulunan küçük için davalı anneden iştirak nafakası istenilmiş; mahkemece iki tarafın da öğretmen olduğu, tarafların anlaşmalı boşanma ile velayetin davacı babada bırakılmasını istediği, herhangi bir nafaka talebi olmadığı, buna rağmen sonradan iştirak nafakasının istendiği ve davacının ekonomik durumunun davalıdan daha iyi olduğu gözetildiğinde istemin haksız bulunduğu kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.

TMK’nun 182/2. maddesine göre boşanma veya ayrılık vukuunda, velayet kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine “gücü” oranında katılmak zorundadır.

Bu husus kamu düzenine ilişkin olup tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısı ile anlaşmalı boşanma ile iştirak nafakası istenmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme getirilebilir. Mahkemece bu yön kabul edilmekle birlikte davacı babanın çocuğun bakım ve gözetimi ( bilerek ve isteyerek ) üstlenmesi ve de ekonomik durumu davacıya göre daha zayıf olan davalı anneden iştirak nafakası istenmesinin haksızlık olduğu yönündeki gerekçe ise yasal dayanaktan yoksun olup kabul edilebilir nitelikte değildir.

Her ne kadar davalı annenin ekonomik düzeyi davacı babaya göre daha düşük ise de öğretmen olan davalının sosyal ve ekonomik “gücü” oranında küçüğün bakım ve eğitim giderlerine katkıda bulunması zorunludur. Davalının tespit edilen ekonomik durumu sadece nafakanın miktarını tayinde rol oynar. Böylece hakim, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, küçüğün yaş, eğitim ve bakım giderlerini ( TMK. mad. 330 ) dikkate “hakkaniyet” ölçüsünde nafaka takdir etmelidir.

SONUÇ :Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.