Mesajı Okuyun
Old 25-07-2009, 18:18   #1
enesözkan

 
Mesaj Daha fazla kusurlu tarafın dava hakkı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
Esas no :2007/6416
Karar no :2008/3985
Tarihi :24.03.2009


Öyleyse Medeni Kanunun 134 maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz veya az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber , boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
Davalı tanık Leyla’nın beyanında geçen hareketi , birlik görevlerini yerine getirmeyen ve güven sarsıcı davranışlar sergileyen davacıya tepki niteliğinde olup kusur kabul edilemez.Evlilik birliğinin tamamen sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı tamamen kusurludur.
Bilindiği gibi genel boşanma nedeniyle ilgili Medeni Kanunun 134. Maddesinin eski şeklinde (ifadesinde) şiddetli geçimsizli ğe ilişkin boşanma davası , unsur olarak doğrudan kusura dayanmıyor görünse de ikinci fıkra ile dava hakkını kusur olmayan ya da daha az olan tarafa tanımak suretiyle kusuru gizli bir unsur haline getirmiştir. Nitekim ilk bakışta dava hakkına yönelik görünse de sözkonusu 134. Maddesinin eski biçiminde kusura ilişkin hükmün böylesine “katı tarzda uygulanması şikayetlerin odak noktasını teşkil etmişti.“ İşte bu ve benzer düşüncelerle 134. Madde değiştirilirken kusur unsurunun boşanmada yarattığı güçlüğü önemli ölçüde hafifletmiş , kusur yerine evlilik birliğinin onarılmaz bir biçimde sarsılmasınıa önem vermiş özetle kusurlu eşe de dava hakkı tanımıştır.
Ne var ki , bu değişikliği tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve kendi yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekir. Çünkü böyle bir düşünce kimsenin kendi eylemine ve tamamen kandi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı sözkonusu olmadan evlilik birliğini , devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar sonra mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.

Öyleyse Medeni Kanunun 134 maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz veya az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber , boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanmaya karar verilebilmesi için yeterli olmaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır. MK 134/2
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu durum davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenlerle isteğin reddi gerekirken boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...