Değerli meslekdaşlarım,
Burada önemli olan müvekkilinizin kimliğidir.Kamu tüzel kişisinin vekili olduğunuzda, sadece o kuruluşun belirli bir kaç konudaki davalarına bakıp, iki imza karalayıp, mesaiyi doldurmadan işyerini terketmek gibi bir konfora kavuşulacağını düşünmek büyük bir yanılgı...Hiç bir kamu kuruluşunun hukuk birirmi böyle olmadığı gibi, bu kurumlarda avukatlık yapan meslekdaşlarımızın hiç biri böyle bir çalışma şekli beklentisi taşımaz.Zira, kamu yönetiminin bir parçası olduğunuzda hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesini hakim kılmakta üzerinize düşen sorumluluğu görüyor ve görevinizi büyük bir onurla yürütüyorsunuz...Müvekkiliniz kamu olduğunda, elinizdeki dava sayısı elli de olsa bin de olsa kazancınız değişmeyeceği için, ihtiraslar yerine idealler ağır basıyor, kamu düzeninin hukuka uygun işlemesinin yaşamsal önemi odak noktanız oluyor.Tabi bu arada bulunduğunuz kurumun organizmasını oluşturan iş arkadaşlarınızın kişisel sorunlarının sizin gözünüzde çözülmesi gereken hukuki bir ihilafa dönüşmesi kaçınılmaz olduğundan konu sıkıntısı kesinlikle sözkonusu değil...

Alternatif çalışma alanı olarak kamuyu düşünen arkadaşlara. belediyeleri araştırmalarını öneririm.Avukat ihtiyacı hiç de gizlenip saklanmıyor.Sözleşmeli olarak çalıştığınızda maaş ve karşı yan vekalet ücretinden belli bir paydan ibaret mali boyutun zayıf olmasına rağmen hukuk okyanusu içinde kesintisiz ve yorulmadan araştırmayı, öğrenmeyi, öğretmeyi, uygulamayı, yönetmeyi, yönlendirmeyi bu arada kendinizi de sürekli yenilemeyi başarmanız kaçınılmazdır...Yani kamuda avukatlık yapmak az maaş alıp rahat etmek isteyenlerin değil, tıpkı hakim-savcılar gibi hukuk uygulayıcısı ve yerine göre hukuk yaratıcısı olmayı isteyen meslekdaşların seçmesi gereken meşakkatli olduğu kadar zevkli bir çalışma şeklidir...Saygılarımla...