Mesajı Okuyun
Old 04-03-2008, 12:09   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1988/6956

K. 1989/4269

T. 12.9.1989

SÜRE ( Karşılık Dava Açılmasında )

• KARŞILIK DAVA AÇILMASINDA SÜRE

• KARŞILIK DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI ( Süresinde Açılmayan )

• MAHKEMENİN KARŞILIK DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERMESİNDE USUL

1086/m.187, 195, 203

ÖZET : Süresinde açılmayan karşılık davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekir. Ancak; mahkeme, ya asıl davayı karşılık dava ile birlikte bağlamalı, ya da davayı asıl davadan ayırarak ayrı bir esasa kaydedip karşılık davanın açılmamış sayılmasına karar vermelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, ( Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi )nce verilen 7.6.1988 tarih ve 324-Bila sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı ve karşılık davacı E... Turizm Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı A... A.Ş. vekili müvekkilinin davalıya satıp teslim ettiği malların bedeli olan ( 45.181.840 TL. ) alacağın temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı E... Turizm Ltd. Şirketi vekili cevabında davacının edimini geç ve kötü ifa etmesi nedeniyle müvekkilini zarara soktuğunu savunmuş, karşılık davasında da müvekkilinin tazminat alacağından mal bedeli borcunun takas mahsubu sonucu bakiye ( 115.425.000 TL. ) alacağın yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Karşılık davalı A... A.Ş. vekili karşılık davanın ( 10 ) günlük yasal süreden sonra açıldığını ilk itiraz olarak öne sürerek karşılık davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece esas davaya devam edilmekle birlikte yasal sürenin geçtiğinden bahisle karşılık davanın açılmamış sayılması şeklinde nihai karar verilmiştir.
Karar karşılık davacı E... Turizm Ltd. Şirketi vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı dava dilekçesini 19.11.1987 tarihinde tebellüğ etmesine rağmen karşılık davasını 22.2.1987 tarihinde yani HUMK.nun 203. maddesinin atıfta bulunduğu HUMK.nun 195/f.I. maddesinde öngörülen on günlük yasal cevap süresinden sonra açtığına; davacı vekili buna karşı HUMK.nun 187/b.8 maddesi uyarınca ilk itirazda bulunduğuna göre mahkemenin süresinde açılmayan karşılık davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi ilke olarak doğrudur. Ancak bu dava dosyasında biri asıl dava, diğeri karşılık dava bulunduğuna göre mahkeme ya karşılık davayı asıl davayla birlikte hükme başlamalı ya da ( şimdi olduğu gibi ) karşılık davayı daha önce karara bağlamak istiyorsa karşılık davayı asıl davadan tefrik ederek ayrı bir esasa kaydetmeli ve yeni esas numarasına kayıtlı karşılık davanın açılmamış sayılmasına karar vermelidir. Aksi halde şimdi olduğu gibi davalardan biri hakkında karar numarası verilmeden hüküm kurulup diğer davanın aynı dosyada derdest bırakılması veya aynı esasa kayıtlı birden çok davanın birden fazla karar sayısı veya bir karar sayısı altında müteaddit ilamlarda hükme bağlanması gibi sonuçlarla karşılaşılır ki, bir mahkemede açılan davaların hangilerinin karara bağlandığı ve hangilerinin derdest olduğunu titiz bir şekilde takibi amaçlayan düzen kuralları muvacehesinde bu durum caiz görülemez.
Mahkemece bu husus üzerinde durulmadan, tefrik kararı verilip yeni bir esasa kaydedilmeden ve karar numarası verilmeden karşılık davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi ve asıl davanın derdest bırakılması usule aykırı görüldüğünden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazının kabulü ile kararın temyiz eden davalı-karşılık davacı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.9.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.