Mesajı Okuyun
Old 06-09-2007, 19:13   #1
Av. Şükrü Bülbül

 
Varsayılan evlenme ile bir yabancı kadının türk vatandaşlığını kazanması

benze bir konu tartışılmış olmakla birlikte her somut olayla tartışılan konu bazen birbirini tam karşılamayabiliyor.Olay ŞÖYLE: gÜRCİSTAN UYRUKLU BİR KADIN türk vatandaşı birinin kaçırması nedeniyle evlenmeye zorunlu kalıyor. Bo olay 4 yıl önce gerçekleşiyor.Koca kötü niyetli olarak 3 yıl boyunca nikah yapmıyor.Ama birlikteliği 2 . yılında çocuk olnca mecburen çocuğun doğumundan sonra nikah kıyma yoluna gidiyor.

Ancak şu anda kadına kan kusturyor. İki tane çocuk söz konusu.Kdın boşanmak istiyor ama vatandaş olamadığı için çocukların velayetinin kendisine verilmeyeceğiden endişeli.Diğer taraftan boşanma davası açılırsa resmi nikahtan itibaren tam 3 yıl geçmediği için de türk vatandaşlığını kazanamayacak.Medeni kanunda belirtilen tüm şiddetli geçimsizlik olguları bu birliktelikte gerçekleşiyor. Koca ayrı bir konut tutmamış aile büyükleri ve kardeşleri ile birlikte aynı konutu paylaşmak zorunda bırakılıyor.Ben de bir avukat olarak vicdanım sızladı yardım etmek istiyorum.Ama yeni vatandaşlıka ilgili değişikliklerden endişe ediyorum.Ama şunu sezdim bu olayda tüm kozların kendinde olduğunu düşünen koca her türlü hakaret ve şiddeti sergiliyor.

Acaba 3 yıl birlikte yaşamaları gerekir hükmü kötüniyetli kocanın nikahı geç yapması nedeniyle acaba mağdur kadın türk vatandaşı olamayacak mı ve boşanma davası açsa bile neticelerine katlanmak zorunda mı kalacak.TAVSİYELERE ACİL İHTİYACIM VAR