|
|
|
|
|
|
Sayın meslektaşlarım; müvekkilim galericiden 2. el bir araç satın alıyor. Aracı aldıktan yaklaşık 2 ay sonra müvekkilim polis merkezinden aranıyor ve aracın teslimi talep ediliyor. Araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra aracın change olduğu ortaya çıkıyor ve araç gerçek sahibine (aracı çalınana) teslim ediliyor. Galerici ifadesinde herhangi bir suçlama kabul etmemiş ve aracı aldığı kişinin ismini vermiş. Müvekkilimiz adı geçen aracın parasını kendisi ödemesine rağmen trafik kaydı babası adına tescilleniyor. Bu husus hem babası tarafından hemde kendisi tarafından soruşturma dosyasında alınan ifadesinde açıkça belirtilmiş. Sorularım:
-Galericiye karşı ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre mi, yoksa sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre mi dava ikame etmeliyim? Yada her iki gerekçeye de dayanmalımıyım?
-Açacağım davada arabanın tescil kaydı müvekkilin adına olmamasına rağmen müvekkil adına dava açmamda bir sakınca varmıdır? (çünkü soruşturma dosyasında alınan ifadelerde hem babası hem kendisi parayı galericiye müvekkilin ödediğini açıkça beyan etmiş)
-Davada muhatabım galericimidir, galericinin aracı aldığını iddia ettiği kişiyede dava yöneltmelimiyim?
Saygılar...
|
|
 |
|
 |
|
Benzer bir durumla da ben karşı karşıyayım, şöyle ki;
Müvekkil 02.2015 de , bir şahıstan araç alıyor. Aracı aldıktan yaklaşık 8 ay sonra müvekkilim polis merkezinden aranıyor ve aracın teslimi talep ediliyor. Araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra aracın change olduğu ortaya çıkıyor. Aracın gerçek sahibi ile müvekkil anlaşıyor ve aracın gerçek sahibi vekalet vererek aracın müvekkile devrini kabul ediyor.
Ancak bu aşamaya kadar araç için müvekkil tarafından (change-çenç olmasından dolayı ) 8 bin tl masraf yapılıyor. Hem savcılığa suç duyurusunda bulunuldu hemde ihtarname çektik. Bundan sonra yapılan bu masrafların tazmini için nasıl bir yol izlemeliyiz?
Saygılarımla.