Mesajı Okuyun
Old 21-03-2008, 08:39   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Katılımcı

*Bu soru aracılığı ile sığınmaevi ve kadınların ikametgah sorunlarına dikkat çektiğiniz için teşekkür ediyorum.

Meslektaşımız Sn.Av.Ufuk tarafından yazılan yanıta aynen katılıyorum .Ek olarak;

Zaten sınırlı sayıda olan sığınmaevleri birçok bakımdan kadınların ihtiyacına cevap vermekten uzak iken,nasılsa bir sığınmaevine alınmış kadınlar hukuki sorunlarını zorlukla çözümlemektedirler.

En büyük zorluklardan biri baroya başvurma sırasında bile yaşanmaktadır.Barodan bir atama yapılabilmesi için gerekli evraklar fakirlik belgesi,nüfus cüzdanı fotokopisi ve ikametgah evrakıdır.Bazı muhtarlar sığınmaevinde kalan kadınlara ikametgah vermemektedir.Bu durum bir çok başvuruyu yapmayı engeller niteliktedir.

Kadın şiddet gördüğü ve zorlukla ayrıldığı yere şehre dönerek ikametgah nakili yaptırmak olanağından da çoğukez yoksundur.Kaldı ki bu olasılığı denemek kadın bakımından cangüvenliği sorunu dahi yaratabilir.

Uygulamada bu durumda kadının sığınmaevinde kaldığına ilişkin bir evrak düzenlenerek sorun çözülmeye çalışılmaktadır.

Sığınmaevinde kaldığına ilişkin evrak yetkili mahkemenin belirlenmesinde sorunu çözmeye yetmemektedir.Bu duruma yasal düzenleme ile bir çözüm bulunmalıdır.

*İkametgah belgesi edinilmeden açılmış bir boşanma davasında karşı tarafın yetki itirazında bulunma ve itirazın kabul edilme ihtimali de yüksektir.

Bu durumda hakim yetkisizlik kararı verecek ve dosyayı yetkili mahkemeye gönderecektir.Bu zaman alan bir süreçtir.

*İkametgah sorununun yaşandığı bu tür durumlar için çözüm barolar ve avukatlar arası dayanışma ve işbirliği ile çözülebilir.Örneğin kadının bulunduğu yer barosu adli yardım kararı verince bu kararı yetkili baro yönetimine bildirir.Yetkili baronun atayacağı avuKat davayı kadının önceki ikametgah mahkemesinde açabilir.

*Diğer bir olasılık yine aynı süreçte kadının bulunduğu yer barosunun ,şiddetten korunma ile ilgili olarak atama yapması,böylece boşanma sürecinin daha güvenli biçimde sürdürülmesi olanağıdır.

Bütün bu süreçler doğal olarak bir yorucudur.Ama imkansız değildir.

Sorunun çözümü için yetkililerin acil önlem almaları ve gerekli yasal düzenlemeleri yapma sorumluluğu ve zorunluluğu bulunmaktadır.