Mesajı Okuyun
Old 25-06-2010, 19:26   #3
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Katkı,

Alıntı:
Yazan BaharB
Benzer davamızda Ankara 10.İdare Mahkemesi, iş sonu tazminatına,talep tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi yönünde karar verdi. Aynı yönde Danıştay kararları var.(11 Daire/2003/959 E.)
Saygılar...
Alıntı:
T.C. Danistay
11.Dairesi

Esas: 2000/11381
Karar: 2003/959
Karar Tarihi: 27.02.2003


İstemin Özeti: T.C. ... Başkonsolosluğu Kültür Merkezinde sözleşmeli personel statüsünde Müdür olarak görev yapmakta iken 31.12.1997 tarihinde emekliye ayrılan davacı, 1.5.1992-31.12.1997 tarihleri arasında hak kazandığı iş sonu tazminatı veya ikramiye ödenmesi yolundaki 25.7.2000 günlü başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin Dışişleri Bakanlığı işlemi ile bu işleme dayanak alınan 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının; özel sektörde sözleşmeli olarak çalışanların kıdem tazminatını yasal güvence altına alan Devletin, kamu sektöründe sözleşmeli olarak çalışanlara kıdem tazminatı veya ikramiye ödenmeyeceği şeklinde işlem tesis etmesinin Anayasaya aykırı olduğu, Devlet kuruluşlarında işçi veya memur olarak çalışanların sözleşmeli statüye geçmeleri nedeniyle kazanılmış haklarını kaybetmelerinin hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı iddiasıyla iptallerini ve almış olduğu en son maaş göz önüne alınarak hesaplanacak iş sonu tazminatının emekliye ayrıldığı 1.1.1998 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faiziyle birlikte tazmini isteminden ibarettir.

Başbakanlık'ın Savunmasının Özeti: Davanın öncelikle süre aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, öte yandan davacının çalışma sözleşmesinde, görevden ayrıldığında iş sonu tazminatı veya ikramiye alamayacağına ilişkin hüküm bulunduğundan dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

Dışişleri Bakanlığı'nın Savunmasının Özeti: Davanın öncelikle süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, esasa ilişkin olarak ise sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin esasları düzenleyen 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, statü, hak ve yükümlülükleri belirlenen sözleşmeli personele, sözleşme ücreti dışında herhangi bir ad altında ödeme yapılamayacağı ve sözleşmelere bu yolda hüküm konulamayacağı kuralının getirildiği, davacının da, görevden ayrılması halinde sözleşme ücreti dışında kalan kıdem tazminatı veya iş sonu tazminatı alamayacağını bilerek ve bu hususu kabul ederek sözleşme imzaladığı, dava konusu işlemde bu nedenle mevzuata aykırılık bulunmadığı iddialarıyla davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi: Gülsen Akın

Düşüncesi: Dava konusu işlemin dayanağı olan 6.6.1978 gün ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 7/1. maddesi Danıştay Onbirinci Dairesinin 25.10.2001 günlü, E: 2001/365, K: 2001/2335 sayılı kararı ile iptal edilmiş olduğundan anılan Bakanlar Kurulu Kararı hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, öte yandan iptal edilen Bakanlar Kurulu Kararı'na dayanılarak tesis edilen bireysel işlemin iptali ve yoksun kalınan parasal tutarın başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: Handan Yağuş

Düşüncesi: ... Başkonsolosluğu Kültür Merkezinde sözleşmeli personel statüsünde önce müdür yardımcısı sonra da müdür olarak 1.5.1992-31.12.1997 tarihleri arasında görev yapan davacının, sözleşmeli personel olarak çalıştığı 5 yıl 7 ay süre için hak ettiği kıdem tazminatının ödenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlem ile bu işleme dayanak gösterilen 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali ile hesaplanacak kıdem tazminatının 1.1.1998 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Olayda dava konusu 6.6.1978 tarih 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 20.2.1979 günlü ve 16556 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 9.2.1979 tarih ve 7/17150 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla değişik 7. maddesinin 1. fıkrası Danıştay Onbirinci Dairesinin 25.10.2001 tarih E: 2001/365, K: 2001/2335 sayılı kararı ile iptal edildiğinden, 7/15754 sayılı kararnamenin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında ve davacı ile idare arasındaki sözleşmede yer alan, iş sonu tazminatı verilemeyeceğine dair hükme dayanılarak davacıya iş sonu tazminatı verilmesi isteminin reddine ilişkin olarak tesis olunan işlemde ise hukuka uygunluk görülmediğinden iptali ile davacının yoksun kaldığı parasal tutarların dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince davalı idarelerin süre itirazı yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

Karar: Dava, T.C. ... Başkonsolosluğunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinin ( B ) fıkrasında düzenlenen sözleşmeli personel statüsüne göre müdür kadrosunda çalışmakta iken istemi doğrultusunda 31.12.1997 tarihinde emekliye ayrılan davacının, iş sonu tazminatı veya ikramiye ödenmesi yolundaki 25.7.2000 günlü başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin Dışişleri Bakanlığı işlemi ile bu işleme dayanak olarak gösterilen 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının, sözleşme ile çalıştırılacak personele sözleşme ücreti dışında herhangi bir ad altında ödeme yapılamayacağı hükmünü içeren 7. maddesinin 1. fıkrasının iptali ile son maaşı gözönüne alınarak hesaplanacak iş sonu tazminatının emekliye ayrılma tarihi olan 1.1.1998 tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek reeskont faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

6.6.1978 tarih 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 20.2.1979 günlü ve 16556 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 9.2.1979 tarih ve 7/17150 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla değişik 7. maddesinin 1. fıkrası Danıştay Onbirinci Dairesinin 25.10.2001 tarih E: 2001/365, K: 2001/2335 sayılı kararı ile iptal edildiğinden, 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali hakkında yeniden karar verilmesine yer bulunmamaktadır.

Davalı idareler tarafından; SSK'dan emekli olan davacının toptan ödeme yapılması isteminin reddedilmesine dair işlem, 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 7. maddesinin 1. fıkrasına ve davacının çalıştığı yıllarda idareyle imzaladığı sözleşmede yer alan "... görevden ayrıldığında iş sonu tazminatı veya ikramiye alamayacağını peşinen kabul eder." hükmüne dayandırılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinde kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği kurala bağlanmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesinde düzenlenen sözleşmeli personel statüsü, belirli bir iş için uzmanlaşmış bir elemanı yüksek ücretle çalıştırarak, işi en iyi biçimde yürütmek ve iş bittikten sonra çalışan kişinin ilişiğini keserek Devlet bütçesine gereksiz yere yük olmasını önlemek için getirilmiştir. Ancak uygulamada sözleşmeli personel statüsünün bu amaçla kullanılmadığı da bilinen bir gerçektir. Zira Devletin yürütmekle görevli olduğu asli ve sürekli kamu hizmetlerinin tümünde sözleşmeli personel istihdam edilmekte, bunlar emekli olana kadar bu statüde çalıştırılmakta ve bunların bir kısmı Sosyal Sigortalar Kurumu ile bir kısmı Emekli Sandığı ile ilgilendirilmekte, hizmet sürelerini tamamladıktan sonra emekliye ayrılmalarında ise Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgilendirilenlere herhangi bir toptan ödeme yapılmamaktadır. Oysa bu kişilerin memur statüsünde çalıştırılmış olmaları halinde emekliye ayrıldıklarında bir toptan ödeme yapılacağı hususu tartışmasızdır. Bunun yanı sıra, kamu veya özel sektörde çalışan işçilere, memurlara, kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli personel statüsünde çalışanlara, kamu kurumlarında kapsam dışı personel statüsünde çalışanların tümüne, çalıştıkları işten ayrıldıklarında kesenek ve prim karşılığı olmaksızın yalnızca çalışılan süreye bağlı olarak bir toptan ödeme yapılmaktadır.

Bu durumda, davacı ile idare arasında düzenlenen sözleşmede yer alan, "iş sonu tazminatı verilmeyeceğine" dair hükme dayanılarak ve çalışanların Anayasa ile güvence altına alınan sosyal güvenlik hakkını daraltan nitelikteki bir yorumla, davacının iş sonu tazminatı veya ikramiye ödenmesine ilişkin isteminin cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin olarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır.

Öte yandan, dava konusu olayın özelliği de dikkate alındığında, yerleşmiş yargısal içtihatlara göre, başvuru tarihinden itibaren yoksun kalınan parasal haklara faiz uygulanacağı açık olup, davacının yoksun kaldığı parasal tutarların, başvuru tarihi olan 25.7.2000 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini gerekmektedir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 20.2.1979 günlü, 16556 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 9.2.1979 tarih ve 7/17150 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla değişik 7. maddesinin 1. fıkrası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu düzenlemeye dayalı olarak tesis edilen Dışişleri Bakanlığı işleminin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 31.900.000.- TL yargılama giderleri ile karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 200.000.000.-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan posta ücretinden artan 5.5000.000.-TL.sının istemi halinde davacıya iadesine 27.2.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin,