Mesajı Okuyun
Old 17-01-2010, 23:22   #15
üye8180

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan umutlaw
Tum toplumlarda hukukcu denilince sanki tum akilan sular duruluyor, bazen kiskanclik bazen insanlarin yuzunde bir korku goruluyor

Bence yasalar korkutucu şekilde algılanıyor. Toplumun önemli sayılabilecek oranda bir bölümünün, adliyeye, polis merkezine yolu bile düşmüyor. Adli sicil kaydı almaya gelen bir vatandaşın bile, yüzündeki, vücut dilindeki gerginliği, dikkatli bir göz seçebilir. Ben birkaç defa benzer mahiyette diyaloglara girmiştim. Bir müvekkilim :

' Avukat hanım. Adliye ne soğuk ve sevimsiz yer. Adliyeye gidince sıkıntı geliyor, elim ayağım birbirine karışıyor ' demişti. Ben de :

' Ben adliyeye gitmeyince, bir gün, hakim, savcı, memur, polis görmeyince sıkıntı geliyor. '

demiştim. Hayli gülmüştük.

Adliye, adliye teşkilatı, yasalar, yasa uygulamaları vatandaşa ürkütücü gelince, doğal olarak sistemin bir parçası olan biz avukatlara da korkuyla karışık bir çekinmeyle yaklaşılıyor.

Kıskançlık konusuna gelince, iyi bir avukat, deyim yerindeyse, bence iyi bir savaşçı gibidir. Dosyası aracılığıyla harp eder. Üstlendiği davasını başarıya ulaştırmaya gayret eder. İnsanlar da genel olarak rahatına düşkündür. Kolaycıdır. Savaşmayı göze alamaz. Avukat böyle olamaz. Pes etmemeli, belki yıllarca sürecek bir süreçte, müvekkili, dolayısıyla kendi başarısı ve prestiji için çalışıp gayret etmelidir. Bu da ortalama insanda kıskançlık duygusu uyandırabilir. Çünkü avukatlık seçkin bir meslektir.

Ama ne olursa olsun, tüm olumsuzluklara rağmen, avukatlar morallerini yüksek tutup dosyalarına, önlerindeki işlerine hakim olmaya devam edeceklerdir. E ne demişler: ' İt ürür, kervan yürür '